Resimler
Videolar
Haberler
Yazılar
Replik Düplik
Kuruluşlar
Benim Dünyam
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kuranda Eksik Veya Yanlış Anlam Verilen Bazı Kavramlar-2
Yazı Yaz
681
4608
Makale
Yorum Yaz
Yazdır
Tavsiye Et
23.4.2013
0 yorum
2406
okuma
Yazan: Araştırmacı-Yazar Ayşe DARENDELİ
08.01.2013
Bir önceki yazımızda verilen örneklerden sonra bu konuya devam edilmesi yönünde talep olması sebebiyle aşağıdaki araştırmamızı istifadeye sunmak istiyoruz.
SALAT: Bu kavram Kuran’da namaz, dua gibi anlamalarda kullanılmakla birlikte her zaman bu anlama gelmediğini şu ayetlerde görebiliriz:
Şu bir gerçek ki, Allah ve melekleri, o Peygamber'e destek verirler/onun şanını yüceltirler (yusallune). Ey inananlar! Siz de ona destek olun/onun şanını yüceltin ve ona içtenlikle selam verin. (Ahzab, 56)
Eğer bu ayette geçen “yusallune” ifadesini “dua” ya da “namaz” olarak anlamlandırırsak mananın ne kadar tahrif olacağı ortadadır.
“Andolsun ki biraz kaygı, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden yana eksiltmekle sizi imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele!
Ki, onların başına bir musibet gelince, "Doğrusu biz Allah'a aidiz ve muhakkak O'na döneceğiz!" derler.
İşte böylelerine Rableri tarafından destekleme ve rahmet vardır. Doğru yol üzere olanlar da bunlardır. “(Bakara, 155-157)
Bu ayetlerden şunu çıkarmak mümkündür: Kulların birbirlerine salat’ı duadır; Allah’ın kullarına salat’ı ise onları desteklemesidir.
FİTNE: Suyuti fitneyi, bulunduğu ayetlerin bağlamlarını ya da seleften gelen rivayetleri dikkate alarak farklı anlarla açıklamıştır: Bunlar; şirk, sapkınlığa götürmek, öldürmek, alıkoymak, mazeret, hüküm ve yargı, günah, hastalık, ibret, ceza, azap, yakmak, imtihan ve delirmek şeklinde özetlenebilir. (Mesut Erdal, Kuran’da Fitne Kavramı Üzerine Düşünceler, Dicle Ü.İ.F.D, cilt 1, 1999) Bizim üzerinde durmak istediğimiz ise fitnenin “baskı” anlamında geçtiği ayetleri tahlil etmektir. Nitekim bu ayetlerde geçen fitne kavramına “baskı” çevirisi yapılmazsa ciddi anlamda yanlış anlaşılmaya sebebiyet verilebilir. Mesela:
Baskı ve şiddet (fitne)kalmayıncaya ve din tamamen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer (küfürden) vazgeçerlerse, şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir. (Enfal, 39)
Onları, bulduğunuz yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Baskı (fitne), öldürmekten beterdir. Onlar, size karşı savaşıncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın. Kafirlerin cezası işte böyledir. (Bakara, 191)
Baskı (fitne) ortamı kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur. (Bakara, 193)
Bu konuda Süleyman Ateş’in şöyle bir izahı bulunmaktadır: “ Müşriklerle savaş, fitnenin ortadan kalkması için emredilmiştir. Demek ki, cihadın gayesi vicdanlardaki baskıyı kaldırmaktır. “Dinde zorlama yoktur” ayetiyle “fitne kalmayıncaya kadar savaşın” ayeti arasında bir ayrılık yoktur. Arabistan müşriklerine din hürriyeti tanınmamıştı. Çünkü onlar İslamın en büyük düşmanı idiler. Şirk onları İslam’la savaşmaya, İslam’ın serbestçe tebliğine engel olmaya yöneltiyordu. Onun için Hz. peygamber bu fitne kaynağını kurutmak istemiştir. Evet İslam’da ikrah yoktur, fakat ikrahın olmaması, fitnenin bulunmaması şartına bağlıdır. Fitne yoksa dinde ikrah da yoktur. Fitne varsa din o fitnenin kaldırılmasını emretmektedir.” (Mesut Erdal, Kuran’da Fitne Kavramı Üzerine Düşünceler, Dicle Ü.İ.F.D, cilt 1, 1999)
SEMA: Kuran’da sıkça geçen bu kavram lugatte “yukarıda olan” anlamına gelmekle birlikte genellikle “gök/gökyüzü” çevirisi yapılmaktadır. Bu çeviri bazen isabetli olsa bile her zaman bu mananın kastedilmediğini aşağıdaki ayetlerde görebiliriz.
“Andolsun burclar sahibi göğe” (Buruc, 1)
Bu konuda Prof. Halil Çiçek “Kuran’da Sema Kavramı” adlı makalesindeki görüşünü “Hicr, 16; Furkan, 61; Buruc, 1. Buruc kelimesi sadece bu üç ayette geçmektedir. Hey’et/Astronomi alimlerine malum olduğu üzere Burçlar güneş, ay, ve yıldızlar için sözkonusudur. Öyleyse bu ayetlerde “buruc” kelimesinin karinesi ile akla evvel gelen mana gök cisimleri manasıdır” şeklinde belirten Çiçek; bu ayetlerde geçen “sema” kavramıyla lugat anlamı olan “yüksek yer”in değil; galaksileri, gezegenleri, gök cisimlerini ihtiva eden bir kavrama takabül ettiğini belirtmektedir.
Hali Çiçek, semanın Kuran’da kullanıldığı manaları 1. Lügat manası, 2. Bütün gök cisimlerini kapsayan mana, 3. Bazı hadislerde olduğu gibi Kuran’da da bazı özelliklerine sık sık vurgu yapılan Kuranî mana, 4. Manevî üstünlük ve yüceliğin simgesi olan mana olarak katagorize eder.
BİRR: Kurandaki en kapsamlı kavramlardan biri olan “birr”, meallerde ekseriyetle “iyilik” olarak çevirilmektedir.Halbuki İslamdaki iman, ibadet ve ahlakî esasların bir çoğunu sıralayan ve böylece içeriği belirlenen birr kavramının Türkçede kullandığımız “iyilik” sözcüğünden daha geniş bir anlam alanına sahip olduğu kanaatindeyiz. Misal:
Yüzlerinizi Doğu ve Batı tarafına çevirmeniz «bir» değildir. Lakin asıl «bir»; Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitablara, peygamberlere iman eden, malını seve seve yakınlarına, yetimlere, miskinlere, yolculara, dilenenlere, kölelere, esirlere veren, namazı kılan, zekatı veren, muahede yaptıklarında ahidlerini yerine getiren, sıkıntıda, hastalıkta ve şiddetli savaş anında sabredenlerinkidir. İşte sadık olanlar da onlardır ve müttakiler de onlardır.(Bakara, 177)
Toshihiko Izutsu, kavramın tam bir tanımını vermede zorluk çektiğini belirterek Kuranda yer alan ahlakî terimler içinde en zor başa çıkılanların arasında birr’in geldiğini belirtmektedir. O, Bakara 177’deki birr kavramını ancak “yüksek ahlak” ve “salihat” ifadelerinin dengeleyebileceğini vurgulamaktadır. İslam Ansiklopedisinde ise birr kavramı kısaca “iman, ibadet ve ahlaka ilişkin bütün iyilikleri ifade eden bir terim” olarak tanımlanmaktadır. (Yar. Doç. Mesut Okumuş, Kuran’da Birr Kavramı Üzerine Semantik Bir Analiz, Dini Araş. Eylül-Aralık 2002, c. 5, s. 14, ss. 97-115)
İçerisinde birr geçen ayetlerdeki birr’e “yüksek ahlak”, “gerçek erdem” manasıyla bakmak kanaatimizce de daha isabetli görünmektedir. Misal:
Kendiniz için özenle ayırdığınız şeylerden başkaları için harcamadıkça gerçek erdeme/yüksek ahlaka ulaşmış olamazsınız; ve her ne harcarsanız kuşkusuz, Allah ondan tamamıyla haberdardır. (Ali İmran, 92)
Bu bağlamda Kuran’da birr’in çoğulu olarak geçen “ebrar” ifadesiyle yüksek ahlaka ulaşabilmeyi başarmış kimselerin kastedildiği anlaşılabilir. Zaten o kimseler için hazırlanan mükafat ve övgülere ancak yüksek ahlak vasfını yakalayanların nail olacağı kanaatindeyiz. Çünkü gerek Kuran’ın gerekse peygamberin kısaca İslam’ın en çok vurguladığı ana konulardan birisi elbette “yüksek ahlak”tır.
Ama Rablerine karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar, içinden ırmaklar akan hasbahçelere kavuşacaklardır: Allah'tan ne güzel bir karşılama! Ve Allah katında olan, yüksek ahlak sahipleri için en hayırlı olandır.(Ali İmran, 198)
Gerçek şu ki, ebrar olanlar, elbette nimetler içindedirler. Tahtlar üzerinde kurulup etrafı seyrederler. Nimetin parıltılı sevincini sen onların yüzlerinde tanırsın. Onlara (Allah'ın) mührü ile damgalanmış halis bir içki verilecek ki onun sonu misktir. Şu halde yarışmak isteyenler, bunun için yarışsınlar. (Mutaffifin, 22-26)
Kuran doyumsuz, ilahi bir hayat kitabıdır. Bu sebeple sadece lafzından tekrar edilen bir “okuma kitabı” konumuna indirgemek Kuran’ın şahsında Müslümanlar için haksızlıktır. O halde gerçek bir okumayla Kuran’ı hidayet ve rehber kaynağı olarak yaşama konusunda gayret göstermeliyiz. Allah’ın “has kullarım” hitabına mazhar olan “Ehl’ül Kuran/Kuran Ehli” zümresinden olmak elbette “min azmil’ umûr/Azmedilmeye değer işlerden”dir.
Beğen
Beğenme
Tavsiye et
Rapor et
Yazdır
2406
Yer
Makale
23.4.2013
3
kişi beğendi
0
kişi beğenmedi
Etiket
---
Kaynak
Yorum yapabilmek için
Üye Olun
veya
Giriş
yapın
İslam Hukuku
adlı kullanıcının
diğer yazıları
Oy Trabzon Trabzon, Senden ayrılacağum…
Bülent Şirin
2864 okuma
Biten Ömürler,Heba olup giden yıllar,Yitik De
Orhan Topkaya
1338 okuma
AK Parti ve Osmanlı Sendromu
Bülent Şirin
1590 okuma
Baba ve Oğlu
Muhammet Esat Özbek
1706 okuma
İlmek ilmek birbirine bağlanmış çok renkli bi
Yıldırım Ercan
1407 okuma
Gerçekte sen ne hissediyorsan o her zaman doğ
Mootol Türkiye
1595 okuma
Dürüstlük pahalı bir mülktür ucuz insanlarda
Öner Akkaya
2022 okuma
Gözleriniz açık , yüreginiz ferah olsun efend
Mustafa Celep
1563 okuma
Yavuz Sultan Selim küpe takmazdı
Faruk Cansu
1694 okuma
Fransa Osmanlı'nın Avrupa'daki ispiyoncusuydu
Faruk Cansu
1726 okuma
Madde madde mü'min kadının kimliği
Myname isno
1676 okuma
Boğaz'ı donduran İstanbul kışları
Faruk Cansu
2039 okuma
Dedeleri Sultan Abdülmecid'in huzuruna çıkıp
Faruk Cansu
1563 okuma
Mutlu olmak varken, bu dünyada
Ekrem Şensu
1695 okuma
Tetris, beyin gücünü artırıyor
Ekrem Şensu
1505 okuma
Birşeyler yaz
Sadece Ben
Bağlantılarım
B.Bağlantıları
Herkes
Yazıyı Mootol duvarına paylaşmak için
üye ol
veya
giriş
yap
http://www.mootol.com/Yazi681/kuran-i-kerim’de-eksik-veya-yanlis-anlam-verilen-bazi-kavramlar-2
Adınız :
Gidecek E-posta :
Gönder
Tanıdıklarını haberdar etmek için
üye ol
veya
giriş
yap
Adınız :
Rapor nedeni :
Rapor et
Yazı içeriğini rapor etmek için
üye ol
veya
giriş
yap