Osmanlı Devleti’nde modern anlamda ilk belediye teşkilatları, 1864’te çıkarılan Vilayet Nizamnamesi ve ardından yapılan yeni düzenlemelerle birlikte “Şehreminlik” olarak ortaya çıkmıştır. Yapılan düzenlemelerle ülkenin tamamında kurularak yaygınlaştırılan belediye teşkilatı, Antalya’da ilk kez 1868’de oluşturulmuştur

Coğrafi Konum :
Akdeniz Bölgesi kentlerinden Antalya'nın güneyinde Akdeniz, doğusunda İçel, Konya ve Karaman, kuzeyinde Isparta ve Burdur, batısında ise Muğla illeri vardır. İl alanının 3/4'ünü kaplayan Torosların birçok tepesi 2500-3000 metreyi aşar. Batı'da ki Teke yöresinde geniş platolar ve havzalar yer alır.

Yüzölçümü 2051 km2 olup, Türkiye yüzölçümünün %2.6'sı kadardır. Antalya'nın kara sınırlarını Toros dağları meydana getirmektedir. İl arazisinin ortalama olarak %77.8'i dağlık, %10.2'si ova, %12'si ise engebeli bir yapıya sahiptir. Çoğunlukla kireçtaşlarından oluşmuş bu dağlar ve platolar alanında, kireçtaşlarının erimesiyle oluşmuş mağaralar, düdenler, su çıkaranlar, dolinler, uvalalar ve daha geniş çukurluklar olan polyeler gibi büyüklü, küçüklü karst şekilleri çok yaygındır.

Kurtuluş Savaşı Dönemi:
Birinci Dünya Savaşı'ndan önce bu sancak, adı geçen vilayetten ayrılarak bağımsız bir sancak haline girdi. Mütareke döneminde şehir, bir aralık İtalyanların işgali altındaydı. İtalyanlar Antalya halkına, kendilerini Türk dostu olarak göstermeye çalışıyorlardı. Bu amaçla, Yunan işgali bölgesinden Antalya'ya gelen göçmenlere ve yoksul halk tabakalarına çeşitli yardımlarda bulunuyor, ayrıca yollar ve okullar açıyorlardı. Çiftçiyi ve taciri kendi tarafına çekmek isteyen İtalyanlar, gerekli kredileri vermek üzere Banco Di Roma'nın Antalya'da şubelerini açmaktan geri durmadılar. Ancak şehir çok geçmeden boşaltıldı.

Cumhuriyet Dönemi
9 Temmuz 1921 tarihinde İtalyanların geri çekilmesiyle Anadolu Hükümeti'ne bağlandı. Cumhuriyet'in ilanından sonra ise Antalya adı altında, il bazında bugünkü halini aldı.