İyilik, yiğitlik, ululuk, büyüklük, bahadırlık” anlamında olan Iğdır kelimesi, Türk Oğuz Boyunun, 24 ana boyundan biridir . Aynı zamanda Oğuz Han’ın altı oğlundan en küçüğü olan Deniz Han’ın, dört oğlundan en büyüğüdür. Iğdır ve kabilesi, Azerbaycan ve Aras bölgesinde yerleşmiştir .

Coğrafi Konumu :

Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Iğdır’ın doğu ve güneydoğusunda Nahçıvan ve İran, güneyinde Ağrı İli, kuzey ve kuzeydoğusunda Ermenistan, batı ve kuzeybatısında Kars İli yer almaktadır. Iğdır’ın kuzey ve kuzeydoğu sınırını Aras Nehri ve bu nehrin yatağı boyunca geçen Ermenistan sınırı oluşturmaktadır.
İl toprakları dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahip olup, küçük bir bölümü ovalıktır. İlin doğu ve batı doğrultusunu Durak Dağı ve Zor Dağı, Ağrı Dağı’nın da kuzeybatısı kesimi engebelendirir. Bunlardan Ağrı Dağı il sınırları içerisinde 5.137 m. ye ulaşan en yüksek doruğudur. Kutsal kitaplarda ismi geçen Nuh’un efsanesine konu olan bu dağ, birçok dilde farklı isimlerle anılmaktadır. Bunların başında da , Ararat, Kuh-i Nuh, Cebel el Haris gibi isimler gelmektedir. Volkanik bir dağ olan Ağrı, ülkemizin en yüksek dağıdır. Tek bir kütleden oluşmayan Ağrı Dağı’nın çevresi yaklaşık 130 km.yi bulur; 3.000 m.den sonra ikiye ayrılarak, Büyük ve Küçük Ağrı olarak adlandırılır. Büyük Ağrı’nın zirvesi ve krater kalıntısı geniş buzulların altındadır. Küçük Ağrı’nın ise buzul hareketleri ve erozyonlar sonucu krater çanağı yok olmuştur. Bu nedenle de 3.896 m. yüksekliğinde olan dağ oldukça sivri bir görünümdedir. Büyük Ağrı’nın zirvesi birbirine yakın iki ana zirve bloğundan oluşur. Güney ve batı yüzlerinde 4.800 m.den itibaren daimi buzullar dağı kaplar. Diğer yüzeylerinde ise buzullar daha da aşağılara kadar ilerlemektedir. Dağın Güneyinde ve kuzeyinde zirveden başlayarak yaklaşık 2.000 m. kadar aşağıya uzanan iki derin vadi bulunmaktadır. İldeki diğer önemli yükseltiler ise Büyük ve Küçük Ağrı, Zor, Durak ve Pamuk Dağları’dır.
Yüzölçümü : 3.546 km2 dir.

Karakoyunluların da mensup olduğu bu boyun ilk başbuğu İğdir Bey’dir. Anadolu ve Azerbaycan da “Iğdir” şeklinde söylenir. Asıl söylenişi ”İgdir”dir. Yöre ahalisi de “İydir” olarak telaffuz eder.

Iğdır ve çevresi, en geç M.Ö. 4000 bin yıldan beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı ve tarih boyunca birçok kavimlerin medeniyet ve kültürlerine ev sahipliği yaptığı bilinmektedir.
Araştırmalar, bölgede ilk yerleşimin, paleolitik ve mezolitik devirlerden beri olduğunu göstermektedir . Bununla birlikte Iğdır ovasında bulunan küçük taş aletlerle çakmak taşından yapılmış aletler Yontma Taş Devri’nin bu bölgede de yaşandığına tanıklık etmektedir . Ayrıca, yörede neolitik devrin M.Ö. 4000 yıllarına kadar sürdüğü kabul edilmektedir .

1943 yılında yapılan araştırmalarda Aralık İlçesi’ nde, Iğdır Merkez Yaycı Köyü ve Karakoyunlu ilçesi, Gökçeli Köyü’ nde, höyükler tespit edilmiştir . Aynı zamanda Revan (Erivan) Bölgesi’nde yapılan araştırmalarda da neolitik devre ait çeşitli belgeler bulunmuştur . Ancak yörede bugüne kadar henüz bir kazı yapılmadığından bölgede yerleşim tarihinin başlangıcını tam olarak tespit etmek için gerekli bilgiler ortaya konamamıştır.

Yörenin sahip olduğu elverişli iklim, toprak, su ve sulama şartları yanında, Orta Asya’dan Anadolu’ya göçen kavimlerin geçiş yolları üzerinde bulunmasından dolayı, bölge için Neolitik devrin başlangıç tarihinin, Anadolu ve Mezopotamya için kabul edilen M.Ö. 6-7 bin yıllarına kadar uzanacağı tahmin edilebilir.