Bu olay böyle yıllarca devam etmiş.Etmiş etmesine ama develerde bataklıktaki sivrisineklerden rahatsız oluyorlarmış.Gel zaman git zaman develerini de düşünen bu kervandakiler daha gerilere ,yukarılara yani Sütlaç Köyünün eski yeri olan iki tepe arasına gelip burada 8-10 tane çadır kurmuşlar böylece burada yerleşik bir düzene geçmeyi kararlaştırmışlar ve orada bir köy olmuşlar. Sütlü aş yaparak yeme alışkanlığı bu köyde de devam etmiş. Buraya bir gün 3-5 askerle bir komutan uğrar ,ya bir göreve giderken yada görevden dönerken bu askerlere orada çadır kuranlar sütlü aş pişirip verirler.Askerler bu aşı çok beğenirler,buradan her geçişte uğrayıp yiyelim derler.Giderlerken komutanları : buranın adı ne? diye sorar.Onlarda buranın adı falan yok derler.Yedikleri sütlü aşı beğendikleri için buranın adı Sütlaç olsun der.Böylece o yerleşim yerinin adı Sütlaç kalır.Sonraları buraya Burdurdan ,Çal'dan ve Çivrilin köylerinden aileler gelir,buraya çadır kurarak yerleşirler.Artık burada bir köy oluşmuştur.Örneğin Köydeki Döğer soyadının Burdurun Döğer köyünden geldiği söylenir.
Bu köyde küçük bir göl var. (Gerçi köylü o göle Koca Göl der ama) hayvanlarını buradan sulayarak,İçme suyunu da eski Köy Çeşmesi denilen yerden taşıyarak yıllarca Sütlaç Köyünün yeri burası olmuş.Köyün okulu,pazaryeri ve ulaşımı sağlayan demiryolu istasyonu ise 3 km uzakta yani sonra taşınacakları yerde.Köyün çocukları buraya yürüyerek okumaya gelir, haftada bir gün kurulan pazara alışverişe gelirler,o zamanlar köyde çok büyük bir pazar kurulur çevre köyler Sütlaç pazarına alışverişe gelirlermiş.Bu pazar benim çocukluğumda bile hala azalsa da devam ediyordu.

Sütlaç Köyü burada 1950’ li yılların sonuna kadar kalır. Sonra bakarlar ki tarlalarımız, okulumuz, istasyonumuz ve pazarımız aşağıda köye uzak, çoluk çocuk okul yolunda karda kışta rezil oluyor diye düşünmüşler ki 1955 yılından sonra göç başlamış.1962-1963 yılına kadar sürmüş, bazı aileler doğrudan Aydın, İncirliova ve İzmir gibi yerlere giderken bazıları da şimdiki yerlerine yani ekip biçtikleri tarlalarına ev yaparak yerleşmişler. Herkes tarlasının bir köşesine evini yapmış, gerisini ekip dikmiş. Bu yüzden köyümüz seyrek yerleşim olduğundan kalabalık gibi görünür uzaktan.