Efsaneye göre; Anadolu Selçuklu Devleti döneminde,İstanbul üzerinden seferden dönen Anadolu Selçuklu Sultanı ve ordusu aç ve perişan bir şekilde, Dereköy köyüne doğru olan derenin içine sığınır. Kocaman bir boşluktur o dere.Yanlarına elinde bir bakraç(helke) bal ve bir çıkın yufka ekmeği olan bir kadın ve bir erkek yanaşır. Der ki: Sultanım, yiyin, ordunuzu da doyurun. Sultan bakar, bu kime yetecek der. Cevap kadından gelir; "hele buyurun...". Bütün ordu karnını doyurur, bal ve ekmek tükenmez. O zaman Sultan uyanır ve kim olduklarını sorar. Kadının ismi SULTAN, kardeşi olan erkeğinki ise Hamza FAKİH dir.(Hamza ve Fakı isimli iki kardeş değildir.Fakih: Fıkıh ilmi yapan kişi demektir.Anadolu da Fakı'ya dönüşmüştür.)
Bunun üzerine Selçuklu Sultanı "SİZ" DER, "BAL VEREREK BİZE CAN VERDİNİZ, BUNDAN SONRA SENİN ADIN BALCAN SULTAN OLSUN".H amza Fakih, ilmi gereği dünyalık kabul etmez.
Köyün eski ve doğru adı BALCAN'dır. Balcam değil. Sözlü kaynaklara göre köye ilk gelen aileler İBİLİOĞULLARI, sonra HIDIRLILAR ve AYICI UŞAĞI sülaleleridir. Bu aileler Türkmen boyundandır