Gaziantep'in kuzeydoğusundaki Araban ilçesi, Adıyaman'ın Besni, Kahramanmaraş'ın Pazarcık, Yavuzeli ve Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesi ile komşudur. İlçe, Gaziantep'ten 67 km uzakta olup, denizden yüksekliği 610'dir. İlin önemli ovalarından biri olan Araban Ovası üzerinde yer alan ilçe topraklarının etrafı dağlarla çevrilmiştir. Şehir, Fırat nehrinin batı tarafında ve bu nehre dökülen Karasu Irmağı'nın kenarında kurulmuştur. Gaziantep bölgesi, en eski devirlerden beri uygun iklim ve konumu nedeniyle devamlı iskân görmüştür. Antik devirlerde iktisadî ve siyasî bütün faaliyetlerin yoğun bir şekilde sürdüğü kuzey Suriye ile Mezopotamya'yı İç Anadolu'ya bağlayan yollar bu bölgeden geçmektedir. Özellikle Araban, İç Anadolu bölgesine açılan yolların kavşağındadır. Bu bölge aynı zamanda, İlk Çağ'dan Orta Çağ'ın sonuna kadar, Fırat nehrini takip ederek Mezopotamya'dan gelen kervanların, Birecik ile Maraş bölgelerine ulaşmaları için bir ayrım noktasıdır. Bölgede yapılan araştırmalar Araban çevresi tarihinin Tunç Çağı'na (M.Ö. 3000-1200) kadar indiğini göstermektedir. İslâm öncesi Raban Kalesi denilen Araban İç Kalesi'nin en önemli dönemi XI-XIII. yüzyıllar arasındadır.1 Bu yüzyıllar boyunca kale stratejik önemini sürekli korumuştur. Özellikle Urfa Haçlı Kontluğu, Ermeni Krallığı, Haçlı Seferleri, Memlûklu ve Türk akınlarında elde tutulması gerekli kalelerin başında yer almıştır. Araban Kalesi, Ermeniler ile Urfa Haçlı Kontluğu arasında sık sık el değiştirmiştir. 1093 yılında Ermenilerin elinde bulunan Araban Kalesi, 1112'den sonra Urfa Haçlı Kontluğu'nun eline geçmiştir. 1108-20 tarihleri arasında Ermeni Kralı Vasil'e ait olan kale, 1112-20 tarihlerinde Antakya Kralı eline geçmiş, daha sonra da tekrar Ermeniler'e bırakılmıştır. Bu dönemde kalenin çok sağlam olduğu ve kolay kolay fethedilemediği belirtilmektedir .Sultan Mesud Kılıç Arslan 1148-1150 yıllarında Araban İç Kalesi'ni fet¬hederek Türk toprağı haline getirmiştir. 1155'te Atabey Nureddin Mahmud Zengi, Araban'ı Selçuklulardan almıştır. Bu tarihten sonra sırasıyla Halep Eyyubileri, Anadolu Selçukluları (1218), Memlûklular, İlhanlılar (1259), Memlûklular (1260), Dulkadiroğulları ve tekrar Memlûkluların hakimiyeti altında görülmektedir. 1517'de ise bölge Osmanlı topraklarına katılmıştır 1523 yılından sonra Birecik Sancağı'nın Rumkale kazasına bağlanan Araban, daha sonraki yıllarda Gaziantep'e bağlanmıştır. Araban (Raban, Kale-i Zerrin) Kalesi 1940'lara kadar sağlam durumda iken, halk tarafından inşaatlarda kullanılmak üzere surların taşları sökülerek ortadan kaldırılmıştır. Kale, şehrin ortasındaki 35 m yükseklikte bulunan yığma tepe üzerine kurulmuştur. 85×95 m'lik bir alanı kaplayan kalede cami, su deposu ve toprak altında kalan surlardan başka herhangi bir şey bulunmamaktadır. XII-XIV. yüzyıllarda çok önemli bir iç kale olmasına rağmen günümüzde pek iz kalmamıştır. Coğrafi Konum : Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Gaziantep İli’nin bir ilçesi olan Araban, güneyinde Karadağ ve Yavuzeli ilçesi, kuzeyinde Adıyaman’ın Besni İlçesi, batısında Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi, doğusunda ise Fırat Nehri ve Şanlıurfa’nın Halfeti ve Bozova ilçeleri ile çevrilidir. Gaziantep ilinin kuzeydoğusunda 250 km2 lik genişlikteki Araban Ovası’nda yer almakta olup, ismini de bu ovadan almıştır. Araban 1000-1500 m. yüksekliğinde bir plato üzerinde yer almaktadır. Batısında Kartal (Sof) Dağları doğu-batı doğrultusunda uzanır. İlçe Fırat Nehri’nin batısında ve bu nehre dökülen karasu Irmağı’nın kenarındadır. Aynı zamanda Karasu, Araban’ın Şanlıurfa ili ile doğal sınırını da çizer ve Araban Ovası’nın içerisinden geçerek Fırat’a dökülür. Gaziantep’e 76 km. uzaklıktaki ilçe, denizden 610 m. yüksekliktedir. Yüzölçümü 534 km2 dir.