Kars adının kaynağı Karsaklardan gelmektedir. M.Ö. 130-127 yıllarında Kafkas dağlarının kuzeyinde ve Dağıstan’da gelerek Kars çevresine yerleşmiş, buraya adlarını vermişlerdir. Bu durumda Türkiye’deki en eski Türkçe İl adı ününü kazanmıştır. Divan-ı Lügat it Türk’te Kars deve veya koyun yününden yapılan elbise, şal kuşak dokuma anlamındadır. Araştırmalarda Kars’ın tarih öncesi çağlardan buyana yerleşim merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Kür (Kura) ve Aras (Araz) nehirleri boylarında yapılan kazılarda bunun izlerine rastlanılmaktadır. Kapataş, Yantmataş ve Cilalıtaş devirlerinden itibaren yerleşme merkezlerinde oluşu yanında M.Ö. 9000-8000 yıllarından buyana hayvan ehlileştirme ve tarım devirlerinde yaşanmıştır. M.Ö. 5000-4000 yıllarında Doğu Anadolu ve Azerbaycan’a yerleşen Huriler Kars’ın bilinen ilk sakinleridir. Daha sonra M.Ö. 9. Yüzyılda güneyden gelen Urartu’ların egemenliğine girmiştir. Urartular 2500 yıl küçük beylikler vasıtasıyla egemenliklerini sürdürmüşlerdir. M.Ö. 665 yılında Urartular Kimmer akınları sonucunda bölgeden çekilince hakimiyet İskitlere geçmiştir. İskit egemenliği M.Ö. 145 yılına kadar sürmüştür. Bu tarihten itibaren Partlar, İskit egemenliğine son vererek Türk Arsaklı beyliğini kurmuşlardır. Kars adı da buradan kaynaklanmaktadır. Arsaklar M.Ö. 2. Yüzyılından M.S. 5.Yüzyıl ortalarına kadar Kars’ta hüküm sürmüşlerdir. 430 yılında Sasanilere geçen bölge uzun süre Sasani, Bizans ve Araplar arasında savaş alanı olmuştur. Bunlar arasında kısa sürelerle el değiştirmiştir. 1064 yılında Selçuklu Türkleri tarafından feth edilerek Türk Şeddatlı beyliğinin emrine verilmiştir. 1200 yılında Gürcü Atabeylerinin eline geçen bölge 1239’da Moğollar tarafından tahrip edilmiştir. Moğollar Anadolu’dan çekilince 1406’da Karakoyunluların, 1467’de da Akkoyunluların eline geçmiştir. Bu iki beyliğin sürekli savaşları Kars ve çevresini çok etkilemiştir. Yerleşme merkezlerinin tahrip edilmesine ve nüfusun azalmasına sebep olmuştur. 1535 yılından itibaren Kars Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarına katılmış, 1877-1878 (93 harbi) Osmanlı-Rus harbine kadar önce İranlı’lara sonra Ruslara karşı en büyük askeri üst olmuştur. 1918’e kadar 40 yıl Rus işgalinde kalmıştır. 1918’de tekrar alınmış, 6 ay sonra Mondros Mütürekesi gereği ordunun çekilmesi üzerine kaderiyle baş başa bırakılmıştır. Ordunun desteğinden mahrum kalan Karslılar önce Milli Şura sonra Çenub-i Garb-i Kafkas hükümetlerini kurarak mücadeleye devam etmişlerdir. 30 Ekim 1920’de Kazım Karabekir yönetimindeki Türk Ordusu Kars’ı alarak Türk topraklarına katmıştır. Coğrafi Konumu : Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeydoğusunda yer alan Kars, doğuda Ermenistan, güneydoğuda Iğdır, güneyde Ağrı, batıda Erzurum, kuzeyde de Ardahan ili ile çevrilidir. İl toprakları yüksek dağlarla kuşatılmış ve genelde batı-doğu doğrultusunda uzanan akarsularla derin biçimde yarılmış geniş bir plato görünümündedir. İlin Kuzeyini Kabak, Kısır ve Akbaba Dağları ebgebelendirir. Dumanlı Dağı (2.699 m.) ilin başlıca yükseltisi olup, doğusunu engebelendirmektedir. Güneyinde ise Karasu ile Aras Dağlarının uzantıları yer almaktadır. İlin belli başlı yükseltileri ise; Sarıkamış’ın güneyinde Çamyazı’ya doğru uzanan Süphan Dağı (2.909 m.), Allahuekber Dağları üzerindeki Allahuekber Tepesi (3.120m.), Kars Ovasının yakınlarında uzanan Ağadeveler Dağı (2.423 m.), Hacıhalil Dağı (2.366 m.), bu dağın kuzeyinde yer alan Borluk Dağı (2.450 m.), Arpaçay vadisinin güney kesimlerindeki Tarhan Dağı (2.617 m), Çıldır Gölü yakınlarındaki Kısır Dağı’dır. Bunların yanı sıra, Kars’ın kuzeydoğusunda Yağlıca Dağı (2.970 m.), Sarıkamış’ın güneyinde ise Aladağ (3.134 m.) yer almaktadır. Yüzölçümü :9.442 km2 dir.