İç Anadolu Bölgesi’nde, Konya İli’ne bağlı bir ilçe olan Hüyük, kuzeyinde Doğanhisar ve Şarkikaraağaç, güneyinde ise Beyşehir ilçesi ve Beyşehir Gölü ile çevrilidir. İlçe, Akdeniz bölgesinin Göller yöresinde yer almaktadır. İlçenin kuzey ve doğusu Sultan Dağları’nın uzantısı olan ve ortalama yüksekliği 1.500-2.000 m.lik dağlarla kaplıdır. Batıda dağlık ve engebeli olan arazi yapısı, güney ve güneybatıda Beyşehir Gölü’ne kadar düzlüklerden oluşmaktadır. Yörede yer alan dağların başlıcaları; Kafa Dağı (2.113 m.) Akdağ (1.430 m.) Yıldız Dağları (1.583 m.) ve Oluk Dağı (1.828 m.)’ dır. Akarsu açısından oldukça zengin olan Hüyük’te, Yenice, Eflatun Pınarı, Ozan, Pınarbaşı ve İlmen dereleri sularını Beyşehir’e boşaltmakta ve yaz aylarında tamamen kurumaktadır. Deniz seviyesinden 1.245 m. yükseklikteki ilçenin yüzölçümü 448 km2 olup, toplam nüfusu 67.288’dir.İlçenin iklimi, İç Anadolu ve Akdeniz iklimleri arasında bir geçit bir iklimine sahip olup, kışlar kısmen ılık, kısmen sert ve yağışlı ,ilkbahar ılık ve yağışlı ,yazlar sıcak ve kurak geçer.İlçenin ekonomisi tarım, hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında nohut gelmektedir. Sebze ve meyvecilik, dağlık kesimlerde bağcılık yapılmaktadır. Hayvancılıkta büyük ve küçükbaş hayvan besiciliği yapılmakta olup, daha çok yerli ırk üretilmektedir.İlçenin tarihi eski çağlara kadar inmektedir. Yöredeki ilk yerleşim MÖ.2000 yıllarında Hititlerle başlamıştır. MÖ.XIII.yüzyıla tarihlenen, Beyşehir Gölü’nün doğu kıyısındaki Eflatunpınar Anıtı yörede Hititlerin yerleştiğini göstermektedir. M.Ö.742-710’da Asurlular, daha sonra (M.Ö.546-533) Persler, Büyük İskender (M.Ö.334-323) ve İskender’in ölümünden sonra da, Seleukosların egemenliği altına girmiştir. Sonraki yıllarda yöreye Roma ve Bizanslılar hakim olmuştur.Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Selçuklular Konya yöresine hakim olmuşlardır. Anadolu Selçukluları’nın yıkılmasına (1308) kadar Selçukluların egemenliğinde kalan yöre, önce Eşrefoğulları’na, sonra da Hamitoğulları’na bağlanan Karamanoğulları’nın eline geçmiştir.Konya’ya İlhanlı işgali sırasında Hz.Mevlâna öğrencilerinin bölgedeki güvenli yerlerde gizlenmelerini istemiştir. Bu yüzden de Hz.Mevlana’nın öğrencilerinden Şeyh İdris ile Şeyh Bahri Hüyük’e kaçmışlardır. Bu kişilerin Hüyük’ün kurucuları olduğu söylenmekte ve aynı zamanda türbeleri de burada bulunmaktadır.Yıldırım Beyazıt 1398’de Konya yöresini Osmanlı topraklarına katmışsa da Ankara Savaşı’nda (1402) Timur’a yenilince Karamanoğlları yöreye yeniden egemen olmuştur. Bu arada Moğollar bir süre Konya ve yöresine egemen olmuşlardır. Bundan sonra Osmanlılar ile Karamanoğulları yöre için sürekli çekişmiş ve sonunda Fatih Sultan Mehmet Karamanoğlu Beyliği’ni 1465’te ortadan kaldırınca Konya ve yöresi Osmanlı topraklarına dahil olmuştur.Katip Çelebi Cihannüma adlı eserinde Hüyük’ün Beyşehir Sancağına bağlı Kıreli Livası’nın köyleri arasında olduğunu belirtmiştir. Buradan da anlaşılacağı gibi Hüyük’ün ismi XV.yüzyıldan itibaren tarihi belgelerde geçmiştir.