Akdeniz Bölgesi’nde, Osmaniye İline bağlı bir ilçe olan Bahçe, kuzeyde Kahramanmaraş, doğusunda Gaziantep, güneyde Osmaniye Merkez, batısında da Düziçi ilçesi ile çevrilidir. İlçe topraklarının tamamı dağlarla kaplıdır. Amanos Dağlarının batı yamaçlarında, Huma Çayı Vadisinde yer alan ilçenin kuzeyini Dumanlı Dağı, doğusunu da Akçadağ engebelendirmektedir. İlçe topraklarını bu dağlardan doğan Huma Çayı sulamaktadır. Kar Deresi ve Bilalik Deresi, ilçe merkezinin batısında birleştikten sonra güneyde Aslanlı Deresi ile birleşir ve Horu Çayı’nı oluştururlar. Bahçe’nin batısında, ortasından Horu Çayının geçtiği aşınım vadisi ve geniş tabanlı ovası yer almaktadır. Deniz seviyesinden yüksekliği 665 m.dir.Yüzölçümü 212 km2 dir.İlçeyi çevreleyen dağlar ormanlarla kaplıdır. İlçe, konum itibariyle Akdeniz ikliminin etkisi altında olup, yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçer. Ancak yerleşim alanının denizden yaklaşık 665 m. yükseklikte olması sıcaklık değerinin biraz düşmesine ve buna karşılık yağışın bir miktar artmasına yol açmıştır.İlçenin ekonomisi ormancılık ve hayvancılığa dayalıdır. Ovalık alanlarının az oluşundan tarım pek gelişmemiştir. Bununla birlikte az miktarda buğday, pamuk ve üzüm yetiştirilmektedir. Hayvancılıkta ise kıl keçisi başta olmak üzere büyük ve küçükbaş hayvan yetiştirilmektedir.Antik Çağda Kilikya Bölgesi içerisinde yer alan Bahçe MÖ.1000’lerde Kargamış Hitit Krallığının sınırları içerisinde olup, bir kale kalıntısı üzerinde kurulmuştur.MÖ.XIV.yüzyılda Hititlerin egemenliği altında olup, Hitit Federasyonu’ndan Kızwatna Krallığının toprakları içerisinde idi. Asurlular bir süre bölgeyi egemenlikleri altına almışlarsa da sonunda Kilikyalılar onlara karşı ayaklanmışlardır. MÖ.VI.yüzyılın ortalarında Kilikya Bölgesi ile birlikte Perslerin eline geçmiş ancak, MÖ.333 yılında Büyük İskender’in Pers İmparatoru Darius’u yenmesinden sonra yöre Makedonyalıların egemenliğine geçmiştir. Büyük İskender İmparatorluğu’nun parçalanmasından sonra Çukurova ile birlikte Bahçe yöresi de Seleukosların payına düşmüştür. Ardından Romalıların egemenliğine girmiştir. İmparator Hadrianus MS.120-135 yıllarında Çukurova bölgesine önem vermiş ve burasını önemli bir ticaret merkezi haline getirmiştir. MS.395’de Roma’nın ikiye ayrılmasından sonra Adana ile birlikte, Doğu Roma’nın (Bizans)yönetimine girmiştir. Bizans hakimiyeti VII.yüzyıl ortalarına kadar devam etmiştir. Abbâsilerle, Araplar bu bölgeye akınlar düzenlemişler ve kısa bir süre sonra 965 yılında Bizanslılar yöreye yeniden egemen olmuşlardır.Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Türkmen boylarından bazıları yöreye yerleşmişler, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra 1335’te Ramazanoğulları Beyliğinin eline geçmiştir. 1336 yılında Memlûklular bölgeyi hâkimiyetleri altına almışlardır. 1378 yılında Ramazanoğulları Beyliği döneminde bölgede ziraat ve hayvancılık yeniden gelişmiş, kent ve yollar îmar edilmiştir. Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sırasında Osmanlı topraklarına katılmıştır.Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra yörede huzursuzluklar ve yönetimde boşluklar yaşanmış, bu durum XVIII.yüzyıldan sonra daha da kötüye gitmiştir. Yöredeki aşiretler köylere baskınlar düzenleyerek köyleri yağmalamışlardır. Bunun üzerine halk köylerini ve tarlalarını bırakarak dağ yamaçlarına çekilmiştir. I.Dünya Savaşı sırasında bu karmaşa kendisini daha çok hissettirmiştir.