Karadeniz Bölgesi’nde, Rize İline bağlı bir ilçe olan Kalkandere, kuzey ve doğusunda Merkez ilçe, güneyinde İkizdere ilçesi, batısında da Trabzon ili ile çevrilidir. Rize ilinin batısında yer alan ilçe toprakları dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahiptir. İlçede düzlük alan yok denecek kadar azdır. Doğu Karadeniz Sıradağlarının uzantıları olan kıyı dağlarının kuzey yamaçlarını kaplayan ilçe toprakları akarsularla parçalanmıştır. Bu akarsulardan İyidere aynı zamanda ilçenin batısında Trabzon ili ile doğal sınırı oluşturmaktadır. İl merkezine 14 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 95 km2 dir.Bitki örtüsü tamamen ormanlarla kaplı olan ilçede Karadeniz iklimi hüküm sürmekte olup, her mevsim yağışlıdır. Yıllık ortalama sıcaklık 13.8 C; Yıllık ortalama yağış m2’ye 2327 kg.dır.İlçenin ekonomisi çay tarımına dayalıdır. İlçe arazisinin %90’ında çay tarımı yapılmaktadır. Bunun yanı sıra az miktarda armut, patates, mısır, fasulye, karalahana ve fındık yetiştirilir. İlçenin dağlık kesimlerinde hayvancılık ve arıcılık yapılmaktadır. Büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği aile içi tüketimine dönüktür. İlçede sanayi kuruluşu olarak; çay tarımına bağlı 2 adet devlet, 2 adet de özel sektöre ait olmak üzere 4 çay fabrikası ile bir adet un fabrikası bulunmaktadır.İlçenin bilinen en eski adı Karadere’dir. İlçe merkezinden geçmekte olan derenin yatağındaki kara taşların, suyun rengini kara göstermesi ilçenin bu adı almasına sebep olmuştur. Daha sonra bu ad Kalkandere olarak değiştirilmiştir.Rize ve çevresinde yapılan yüzey araştırmaları yörenin Yontma Tunç Çağından sonra yerleşime açıldığını göstermektedir. Hitit ve Urartular bu bölgeye kadar inmişler, Güney Rusya ve Kafkasya’da yaşayan Kimmerler (MÖ.VIII.yüzyılda) bu yöreye gelmişler, onları İskitler izlemiştir. MÖ.650-550 yılları arasında Miletoslular Karadeniz kıyılarında yüze yakın koloni kurmuşlardır. Kalkandere de bu kolonilerden, küçük bir liman ve Pazar yeri olarak kurulmuş bir yerleşimdir. MÖ.606 yılında bölgeye kısa bir süre de olsa Medler hakim olmuştur. MÖ.547 yılından sonra Anadolu’nun büyük bir bölümü ile birlikte Rize ve yöresi de Perslerin yönetimi altına girmiştir. MÖ.334’te Büyük İskender Pers egemenliğine son vermiştir. MÖ.301-MS.117 arasında Perslerin Pont Satraplığının devamı olan Pontus Devleti buraya egemen olmuştur. MÖ.63’te Roma İmparatoru Pompeius’un Pontus Kralı Mithridates’i yenmesinden sonra bölge Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altına girmiştir.Romanın ikiye ayrılmasından sonra yöre, Bizans topraklarının içerisinde kalmıştır. İstanbul’un Latinler tarafından 1204’te işgal edilmesinden sonra, Alexios Komnenos Gürcülerden de yardım alarak Trabzon’da bağımsız bir Trabzon-Rum Devleti kurmuştur (1204-1461). Bu dönem içerisinde Rize ve çevresi de Trabzon devletinin sınırları içerisinde kalmıştır.Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Rize ve çevresi Selçukluların hakimiyetine girmişse de daha sonra Trabzon Rum Devleti buraya yeniden hakim olmuştur. Fatih Sultan Mehmet’in 1461’de Trabzon’u ele geçirmesi ile birlikte Osmanlı topraklarına katmıştır.XIX. yüzyıl sonlarında Trabzon Vilayeti Lazistan Sancağının Rize kazasına bağlı bir nahiye merkezi idi. I.Dünya Savaşı’nda Doğu Cephesinde başlayan çatışmalar Rize ve yöresini de etkilemiştir. Ruslar Karadeniz sahilleri ile birlikte buraları da denizden bombalamışlardır. Rusların karadan ilerleyişini önlemek için gönüllü milisler arasına Rizeliler de katılmıştır. Rus kuvvetlerine karşı fazla direnemeyen milisler Çayeli’ne çekilmiş ve 8 Mart 1916’da Ruslar Rize ve yöresini işgal etmiştir. Rus İhtilalinden sonra Ruslar 2 Mart 1918’de çekilmişler, bu kez Ermeni ve Rum çeteleri bölgede bir Rum Pontus Devleti kurmak için çalışmalar yapmış, çeteler sivil halkı öldürmüştür.