Nallıhan toprakları çağlar boyu; Hititlerin, Friglerin, Britanya Krallığının, Pers, İskender, Roma ve Bizans İmparatorluklarının hakimiyetinde kaldıktan sonra 1071 Malazgirt Zaferiyle Türklerin egemenliğine girmiştir. Önce Danişmentlilerin, daha sonra Anadolu Selçuklularının idaresinde bulunmuş, Anadolu Selçuklularının 1308’de yıkılmasıyla Candaroğulları Beyliği sınırları içinde kalmıştır. Orhan Bey zamanında ise Osmanlı Beyliği topraklarına katılmıştır. Bu fetih sırasında, Oğuz Türklerinin iki boyundan Beydilliler ve Eymirlilerin bir kısmı ilçemize gelip yerleşmişlerdir. İlçemizde, bu boyların adını taşıyan iki köy vardır. 1603-1617 yılları arasında Osmanlı padişahı olan I.Ahmet’in sadrazamı Nasuh Paşa başvezir olmadan önce, 1594 yılı sonbaharında Halep’ten İstanbul’a dönerken Konya-Ankara-Nallıhan-Göynük yolunu, yani bugün 1 numaralı devlet yolu olarak adlandırılan zamanın İstanbul-Bağdat yolunu izler. Yöremizden geçerken ilçenin bugün olduğu yerde bir han, bir hamam ve bir de cami yaptırır. 1595 ilkbaharında biten bu yapıları vakfeder. O günden sonra bu yerleşim yeri gelişerek büyür. Kocahan yapılmadan önce, Nallıhan bugünkü yerinde değil, büyük olasılıkla Kayapınar çiftliği yakınındaki şehir kalıntılarının olduğu yerdedir. Kocahan’ın yapımıyla bugünkü yerine bir göç olduğu kesindir. Göçten sonraki tarihini yaklaşık dört yüz sene olarak söyleyebiliriz. Ancak, yer değiştiren ilçenin tarihi daha da eskidir. Şimdiki yerleşim yerinin yakınında bulunan eski şehrin ismi Gordium’dur. Gordium şehri Romalıların Bitinya krallarıyla yaptıkları savaşlarda tahribata uğrayınca terkedilmiştir. Sonraları harap olan eski şehrin yerinde Cleon (Kaleon) tarafından yeni bir şehir kurulmuş ve ismi de Juliopolis olarak değiştirilmiştir. Juliopolis, eski Gordio Koume’ye verilen isimdir. Son Bizans devrinde ismi tekrar değiştirilmiş ve Basileon olmuştur. Nallıhan, 16.yy.da Karahisar-ı Naallu nahiyesi olarak Hüdavendigar (Bursa) Sancağına bağlıyken, 19.yy’ın ilk yarısında Ankara Livasına bağlanarak, Korupazarı Naallu ve Karahisar-ı Naallu diye ikiye ayrılmıştır. 19.yy.ın ikinci yarısından itibaren yine tek isim altında birleştirilmiştir. Çağlar boyu değişik isimler verilen ilçenin adı en sonunda Nallıhan olmuştur. Nallıhan adını nasıl aldığı hususunda ise iki söylenti vardır. Bunlardan biri; yakınından geçen Nallı Suyu ve handan aldığı, diğeri ise; handan ve bu hanın kapısında bulunan naldan aldığı yönündedir. İkinci söylentiyle ilgili varsayıma göre: Halk kahramanı Köroğlu buradan geçerken gece handa konaklar, ertesi gün giderken hanın bahçe kısmında atının nalı düşer. Nal yerinden alınarak hanın kapısına asılır ve buradan da Nallıhan ismi çıkar. Nallıhan için simgesel bir değeri olan Kocahan’ın özgün yapısı korunamamıştır. Bugün, girişindeki kemerden başka geriye pek bir şey kaldığı söylenemez. 20.yy.ın başında yanan tarihi camiinin yerine ise 1911’de yenisi yapılmış, tarihi hamamın kalıntıları da güzergahı değişen Ankara yolu yapım çalışmaları sırasında yok olup gitmiştir.1572 Tarihli 68 Nolu Mufassal Tahrir Defterindeki kayıtlarda; Nahiye-i Karahisar-ı Na’llu’nun 3 mahalleden oluştuğu, zeamet türü vergi ödediği, kendisine 144 köy ve 17 mezra’nın bağlı olduğu yazılıdır. Coğrafi Konumu : Ankara iline bağlı Nallıhan ilçesi, doğuda Beypazarı, kuzeybatıda Göynük, kuzeyde Mudurnu-Seben, batıda Sarıcakaya, güneyde Eskişehir ve Mihallıçcık’la çevrilidir. Ankara'ya 160 km uzaklıktaki ilçenin dört bir tarafı dağ ve tepelerle çevrili olup, İlçe, kendi adıyla anılan Çayın kenarında kurulmuştur.ilçenin batısında Andız, kuzeyinde Sarıçalı, doğusunda Karageriş ve güneyinde Sündiken dağları yer almaktadır.İlçe topraklarının sularını toplayan Aladağ Çayı, Sarıyar baraj Gölüne, Nal Deresi (Nallısu Deresi) de Gökçekaya Baraj Gölüne dökülür. Yüzölçümü 1978 km2, deniz seviyesinden yüksekliği 625 m dir.