Arkeolojik buluntularla kanıtlanan Habesos adı, antik kentin en eski adıdır. Antik kent tarihte Antiphellos ismi ile anılmıştır. Karia ve Likya Bölgeleri arasındaki bağlantıyı sağlayan yolların kesişme noktasında bulunan Antiphellos, aynı zamanda bir ticaret limanıdır. Makedonya Kralı Büyük İskender'in, Anadolu seferi sırasında, Krallığın egemenliği altına girmiştir. İskender'in genç yaşta ölümünden sonra bölge, Seleukoslar'la Ptolemaioslar arasında el değiştirmiştir. Antik kent, Roma Dönemi'nde önem kazanmış ve Bizans Dönemi'nde Piskoposluk merkezi olmuştur. Bu dönemde Arap akınlarına uğramış daha sonra Anadolu Selçuklu topraklarına katılarak Andifli adını almıştır.Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılmasını takiben Tekeoğulları Beyliği yönetimi ele geçirmiş ve Osmanlı Devleti ilçeyi Yıldırım Beyazıt zamanında topraklarına katmıştır. Antik çağlarda, bugün "Teke Yarımadası" olarak bilinen Antalya ile Fethiye körfezleri arasındaki yarımadada yurtlanan Likyalılar'ın, Hitit metinlerinde Lukkalılar olarak adlandırıldıkları ve İ.Ö. 2. binyıl gibi erken bir zamanda güçlü bir ulusal bilince sahip oldukları bilinmektedir. Luwiler'le akraba bu Anadolu halkında "Birlik" kavramı, daha İ.Ö. 15. yüzyıl sonlarında Anadolu halklarının Hititler'e karşı kurduğu Assuwa Konfederasyonu'na girişle vardır. Kadeş'te Mısırlılar'a karşı Hititler'in yanında olmaları, Homeros'un İlyada Destanı'nda Akha Hellenleri'ne karşı Troyalılar'ın yardımına koşmaları, bu bilincin "Anadolu bütünlüğüne" genişleyen somut göstergesidir. İ.Ö. 540 dolaylarında Perslere karşı direnemeyeceklerini görerek, eli silah tutamayan halkını Ksanthos Kalesi'nde toplayıp ateşe verdikleri ve askerlerin son kişiye kadar çarpışarak özgürlük uğruna benzersiz bir kahramanlık destanı yazdıkları Herodot'tan okunur. Bunun kendilerini birliğe taşıyan ulusal dayanışma bilincine dönüşmesi, İ.Ö. 5. yüzyılda Pers ve Atina egemenliğini içlerine sindiremeyişle ve salt bazı kentlerin kendi aralarında birleşmesi biçiminde sürer; Atinalı İsokrates'in İ.Ö. 4. yüzyıl başlarında, "Likyalılara hiçbir zaman hiçbir kimse bey olamadı" demesi de bundandır. Coğrafi Konumu : Akdeniz Bölgesi'nde Antalya İli'ne bağlı bir ilçe olan Kaş'ın kuzeydoğusunda Elmalı, doğusunda Finike ilçeleri, batı ve kuzeyinde Muğla, güneyinde de Akdeniz bulunmaktadır. Teke Yarımadasının güney kesiminde yer alan Batı Toroslarının uzantıları olan Akdağ, Kaş ile Muğla'nın doğal sınırını oluşturur. Teke yarımadasının ilçe sınırları içerisinde kalan bölümü dağlar ve akarsularla engebelenen plato görünümündedir. Kıyı şeridi oldukça dar olup, batıda Eşen Ovası, doğuda da Demre Ovasında genişler. Muğla ile doğal sınırı çizen Eşen Çayının taşıdığı alüvyonlarla bir deltaya dönüşmüştür. İlçe kıyılarının dışında başta Kekova, Meis, İçada, Heybeliada ve çataladalar ismiyle bilinen Sıçan ve Yılan adaları bulunmaktadır. Kaş'ın yüzölçümü 2.231 km2 dir.