1970’li yılların başına kadar Antalya kenti sınırı, eski SSK Hastanesi’nin kuzeyinde, Karayollarına ait ‘Beyazbina’ adı verilen yerde biterdi. Şehiriçi otobüsleri ve dolmuşlar, ‘Beyazbina’ya kadar gelir ve tekrar geri dönerlerdi. Yolun bundan sonrasında, sık makilik ve yer yer kaya parçaları vardı. Sözlük anlamı “Deniz kıyısında kayalık alan” ve gelinlerin başlarına taktıkları taç” anlamına gelen Kepez, Antalya’nın kuzeyindeki ovayı da bir gelin başı gibi taçlandırır. 1960 lı yıllara kadar Antalya kenti, Şarampol semtinin biraz ilerisinde; eski adıyla ‘Sosyal Sigortalar (SSK) Hastanesi’nin hemen kuzeyinde, Antalya halkının "Beyazbina" diye adlandırdığı yerde son bulurdu. Burası bugün Güllük ve Şarampol Caddelerinin Çallı’ya çıkarken birleştiği noktadır. Beyaz bina denilen yapı da, 1950’li yıllarda Karayollarının yaptırdığı, bembeyaz kireç badanalı bir yol bakım ve kontrol evi nden başka bir şey değildi. O zamanlar, şehiriçi otobüsleri ve dolmuşlar, buraya kadar gelir ve tekrar geri dönerlerdi. Yolun bundan sonrası, sık makilik ve yer yer kaya parçalarının kapladığı bir alandı. Eskiden Beyazbina nın biraz ilerisindeki bugün Emniyet Binası ile Atatürk Anıtı nın bulunduğu büyük kavşağı da içine alan arazide, aralarında bir insan boyundan daha yüksek ve sanki insan eliyle dikilmiş gibi bir görünüm veren bu çok sayıda doğal kaya parçaları, buradan her geçenin dikkatini çekerdi. Bu taşlar nedeniyle, bu düzlüğe ‘Dikili Taşlar’ denirdi. 1970 li yılların ortalarından itibaren "Dokuma" olarak adlandırılan bu semtte, o yılların ortalarına kadar hiçbir ev yoktu. Her taraf taşlık ve fundalık ile kaplı idi. Kepez e kadar devam eden yolun iki tarafı, kayalıkların arası, makilik ve yabani çilek ağaçlarıyla doluydu.Bugün yeni otogara giderken, eski Pil Fabrikası nın biraz ilerisinde eskiden Osmanlı Devrine ait iki tane sarnıç binası vardı. Bunlardan biri korunmuşsa da, diğeri yol yapımı sırasında, yol içinde kaldığı için yıkılmıştır.Daha 1960 lı yıllara kadar bu Çifte Sarnıçlar’ın bulunduğu bu alan, sabahleyin erkenden Antalya daki çeşitli hanlardan, hareket edip kentten çıktıktan sonra, deve kervanlarının ve at arabalarının eksiklerini kontrol etmek için mola verdikleri bir yer idi. Burada araba ve atların son kontrolleri yapılır, kervana katılacaklar son yolcular da burada beklenirdi. Kervan düzülünce de, Çifte Sarnıçlar dan başlayarak konvoylar halinde, Kepez e doğru yolculuğa başlanırdı.Çifte Sarnıçlar ın biraz ilerisinde ise; Antalya-Burdur karayolunun solunda bugünkü otogardan başlayarak karayolu boyunca, Beylerbeyi Murat Paşa tarafından hicri 982 (miladi 1574) yılında vakıf durumuna getirilen ve büyüklüğü 14.000 hektarı bulan arazisi Kepez sırtlarına kadar dayanan Vakıf Muratpaşa Çiftliği vardır.Hemen hemen bir yüz yıl kadar hiç ilgilenilmeyen bu çiftlik, Cumhuriyet ten sonra, 1930 lu yılların başında işletilmeye başlandı. Coğrafi Konumu : Antalya ili Anadolu'nun güneybatısında yer almaktadır. Yüzölçümü 20.723 km² olup, Türkiye yüzölçümünün %2.6'sı kadardır. İlin kara sınırlarını [[Toros Dağları]] meydana getirmektedir. İlin güneyinde [[Akdeniz]], doğusunda [[Mersin]], [[Konya]] ve [[Karaman]], kuzeyinde [[Isparta]] ve [[Burdur]], batısında ise [[Muğla]] illeri vardır. İl arazisinin ortalama olarak %77.8'i dağlık, %10.2'si ova, %12'si ise engebeli bir yapıya sahiptir. İl alanının 3/4'ünü kaplayan Torosların birçok tepesi 2500-3000 metreyi aşar. Batı'da ki Teke yöresinde geniş platolar ve havzalar yer alır. Çoğunlukla kireçtaşlarından oluşmuş bu dağlar ve platolar alanında, kireçtaşlarının erimesiyle oluşmuş mağaralar, düdenler, su çıkaranlar, dolinler, uvalalar ve daha geniş çukurluklar olan polyeler gibi büyüklü, küçüklü karst şekilleri çok yaygındır. İlin topoğrafik yönden gösterdiği değişkenlik gerek iklim, gerek tarımsal gerekse demografi ve yerleşme yönünden farklı ortamlar yaratmaktadır. Ayrı özellik gösteren bu alanları sahil ve yayla bölgesi olarak tanımlayabiliriz.