BARTIN ADININ KAYNAĞI "PARTHENİA"dan Bartın'a dönüşen adın kaynağı "PARTHENİOS" dur. Bartın Irmağının antik çağdaki adı olan Parthenios; Yunan mitolojisinde, Tanrıların Babası Okenaus'un çocukları olan yüzlerce tanrıdan birisi ve "Sular Tanrısı"dır. "Sular ilahı veya Muhteşem akan su" anlamlarına gelir. Bir başka anlamı da "Genç bakire veya Genç Kızlar için koro türküleri" olup, "Genç Bakire" ise, tanrıça Athena'nın bir sıfatıdır Antik çağda, Parthenios adı verilen Bartın Irmağının kenarında kurulan Bartın Kentinin PARTHENİA adıyla anıldığı ve zamanla Bartın'a dönüştüğü yazılı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Ünlü ozan Homeros, İlyada isimli destanında; Truva kentini korumak için Anadolu'dan gelen cengâverlere Parthenios Irmağı'nın suladığı ülkeden de yiğitlerin katıldığını anlatır. Amasyalı Strabon da bir eserinde yine Parthenios'tan söz eder. ESKİ ÇAĞLARDA BARTIN M.Ö. 3000-2400 yılları arasında Akaların Ege'de Miken Medeniyeti'ni kurmadan önce uzun Süre Batı Anadolu (Samsun, Sinop ve Amasra ) kıyılarında dolaştıkları, buraları işgalle Bakır Devri Medeniyetini yerli halka öğrettikleri, iç kesimlerde de Kaskalar'ın ve Hititler'in bölgenin hakimi olduğu ve yine Bakır Medeniyeti'ni yaşadıkları savunulmaktadır. İlk sahiplerinin, M.Ö. 14. Yy.da Gaskalar ve 13. Yy'da Hititler olduğu kabul edilen Bartın ve çevresi; 13. Yy. sonlarında Bitinyalılar ve Paflagonyalıların, 12. Yy'da  Friglerin, 7.Yy. sonlarında Kimmerlerin, 6.Yy'da Lidyalıların, 547 yılında Perslerin, 334 yılında Makedonya Krallığının, 279 yılında da Pontus Krallığının egemenliğinde kalmıştır. BİZANS DÖNEMİNDE BARTIN     M.Ö. 70 yılında Anadolu'ya giren Romalılar, Pontus Krallığının egemenliğine son vererek yöreye sahip oldular. Bitinya ile Pontus'un Paflagonya'daki bölümü Bitinya-Pontus Eyaleti olarak Satraplıkla yönetilmeye başladı. Amasra da bu Eyaletin Pontus bölümü Başkenti oldu. M.S. 395 yılına kadar Roma İmparatorluğu'nun, Roma-Bizans bölünmesi üzerine de Bizans'ın payına düştü. Bartın ve çevresi; M.Ö. 390 yıllarında Hazar, Peçenek ve Kumanların, M.S. 798 yıllarında Müslüman Arapların, 800 yıllarında Selçukluların ve 865 yıllarında da Rusların yoğun akınlarına hedef oldu. SELÇUKLU VE OSMANLI DÖNEMİNDE BARTIN   1084 yılında, Kutalmışoğlu Süleyman Beyin Komutanlarından Emir Karatigin Sinop, Çankırı, Kastamonu ve Zonguldak'ı alarak yörede Bartın, Ulus, Eflani, Safranbolu ve Devrek'i de kapsayan bir Türk Emirliği kurdu. 200 yıllık Selçuklu Döneminden sonra 1326'da Kastamonu yöresine hakim olan Candaroğulları Beyliği ve 1392'den itibaren de Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yer aldı. Kastamonu, Sinop ve Bolu tarihleri ile birlikte incelenen Bartın tarihinin IV. Haçlı Seferleri ile 1461 yılları arasındaki dönemine bakıldığında, Bartın ve Ulus'un; Anadolu'da yoğunlaşan nüfuz kavgaları nedeniyle sık sık el ve sınır değiştiren İmparatorluklar ve Beylikler dönemini yaşadıkları, Amasra'nın ise; M.Ö.70- M.S.1261 yılları arasında Roma ve Bizans'ın, daha sonra Bizans hakimiyetinde Ceneviz Kolonisi olarak kaldığı görülür. 1461 yılına gelindiğinde, Bartın ve çevresi; Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde, Amasra ise; Ceneviz Kolonisi idi. Fatih Sultan Mehmet'in (1451-1481), İstanbul'un fethi esnasında Galata'daki Ligurya toplumunun ikiyüzlü tutumundan dolayı gerginleşen Osmanlı- Cenova ilişkileri üzerine; "Ejderi öldürdükten sonra yılanın başını ezmeye" yemin ettiği söylenir. Fatih Sultan Mehmet Han, Anadolu'da Türk birliğini sağlamak, Cenevizlilerin elinde bulunan Karadeniz ticaretini ve denizyolunu ülkesine kazandırmak amacıyla Kuzey Anadolu Seferine hazırlanırken ilk hedef olarak Amasra, Kastamonu ve Sinop'u seçti. 1461 yılı Ekim ayında Mahmut Paşa komutasındaki 30 bin bahriye askeri ve 150 parça gemiden oluşan Osmanlı Donanmasını Amasra'ya gönderirken, kendisi kara ordusuyla Bartın'a gelip ordugahını bugünkü Orduyeri'ne kurdu. Donanmanın Amasra'da göründüğünü haber alınca Amasra üzerine yürüyen ve Ceneviz Senyörü'nden kalenin teslimini isteyen Fatih, kan dökülmeden Amasra'yı teslim aldı. Bartın, Osmanlı Döneminin 1461-1692 yılları arasında Anadolu Beylerbeyliği'ne bağlı Bolu Sancağı sınırları içinde yer aldı. Bolu Sancağı'nın kaldırılmasıyla 1692-1811 yılları arasında Voyvodalıkla yönetildi. 1811 yılından itibaren tekrar Bolu Başmutasarrıflığı'na bağlandı. Bu yıllar ve sonrasında Gölpazarı, Zerzene, Amasra, Çaycuma, Perşembe, Filyos, Tefen, Yenice, Fermit ve Kocanaz'ı içine alan bölgenin ticari pazaryeri olarak gelişen Bartın'a, 12 Divan Merkezi denildi. Bu 12 divan ve 106 muhtarlık, 1867 yılında kurulan Bartın Kaymakamlığı'na bağlandı. 1876 yılında da ilçede Belediye Teşkilatı kuruldu. CUMHURİYET DÖNEMİNDE BARTIN             1920 yılında Zonguldak Mutasarrıflığı'na bağlanan Bartın; 1924 yılında Zonguldak ilinin ilçesi oldu. Bartın, 07 Eylül 1991 tarihinde 28.08.1991 tarih ve 3760 sayılı yasayla İL statüsüne kavuştu. Bartın İlinin Merkez, Amasra, Ulus ve Kurucaşile olmak üzere 4 ilçesi; Kozcağız, Arıt, Hasankadı, Kumluca ve Abdipaşa olmak üzere 5 beldesi ve 262 köyü vardır. Coğrafi Konumu : Batı Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Bartın İli’nin, kuzeyini 59 km.lik sahil şeridiyle Karadeniz çevrelerken, doğuda Kastamonu, doğu ve güneyde Karabük, batıda ise Zonguldak illeri çevirmektedir. Bartın; doğu, batı ve kuzeyden yüksekliği 2000 m.yi geçmeyen dağlarla çevrilidir. Dağlar, yüksek olmamakla birlikte oldukça dik, sahillere doğru sarp ve kayalıktır. En yüksek nokta Keçikıran Tepesi’dir (1619 m.). Aladağ, Kocadağ, Karadağ, Kayaardı, Karasu ve Arıt dağları ise bölgenin en önemli dağlarıdır. Kent merkezini batıdan Aladağ, kuzeyden Karasu dağları ve doğudan Arıt dağları kuşatmaktadır. Bartın Irmağı ve kolları tarafından derin bir biçimde parçalanan arazi çok engebeli bir görünümdedir. Irmağın genişlediği alanlarda ve dağların oldukça dik yamaçları arasında dar ve derin vadiler yer alır. Kent merkezlerine inildikçe düz ovalar artmaktadır.