M.Ö.5000 yılına uzanan tarihi ile Doğu Anadolunun eski yerleşme merkezlerinden birisi olarak dikkati çeken Besni, aynı zamanda da çok hareketli sanayi ve eski ticaret kenti oluşu ile tanınır. Bunda Halep Ticaret Yolu üzerinde oluşu kadar, savunmaya son derece elverişli yapısı ve muntazam bir kaleye sahip oluşunun büyük bir payı vardır. Sulak ve ormanlık arazi varlığı ile çekiciliğini her dönemde canlı tutmuştur. Bu yüzden "Cennete Eş" manasına gelen Bethesna, Bihicti, Bisni gibi isimlerle söylene gelmiştir. Malazgirt Zaferi ile Anadolu'ya giren Türkler Besni'ye üç koldan girerek burasını bir ‘Türk Yurdu’ haline getirmişlerdir. Bunlar Saka-İskit Türklerinin Varsak, Türkmenlerin Avşar ve Çerkez oymakları olduğu yapılan araştırmalarda ortaya çıkarılmıştır. Tarihinde bir çok saldırılara da hedef olan Besni özellikle Moğol ve Timur'un istilalarına karşı destanlaşan kahramanlıkları ile Yıldırım Beyazıt'dan taktirname alan ilk şehirdir. Osmanlı padişahlarından Yıldırım ve Yavuz Besni'ye uğramış, Baybors, Buldaç, Kamil, Süleyman adlı Türk komutanları da Besni'de ağırlanmıştır. Evliya Çelebi'nin "Hayran Kaldım" dediği yer yine Besni'dir. Coğrafi Konumu : İlçe topraklarını Fırat Nehri, Göksu Irmağı, Ağdere, Sofraz Çayı, Tavaş ve Çövenek sularının birleşmesinden meydana gelin Keysun Çayı sulamaktadır. Yüzölçümü 1.330 Km2 olup, Rakımı 1.050 metredir.