Resimler
Videolar
Haberler
Yazılar
Replik Düplik
Kuruluşlar
Benim Dünyam
Kayıt Ol
Oturum Aç
Ani Antik Kent / Kars
Yazı Yaz
2395
3953
Makale
Yorum Yaz
Yazdır
Tavsiye Et
28.6.2020
0 yorum
1391
okuma
ANi ANTİK KENT / KARS
2012 yılında Kars ve Ardahan’a yaptığımız Arkeolojik gezide Kars ilinin Arkeolojisini resmeden Ani Surlarınla karşılaştık.
Tarihi sırları içinde barındıran dörtgen ve daire planlı çok sayıda burçla güçlendirilmiş Ani surlarının . 4 bin 500 metre uzunluğu, ve 8 metre kadar yüksekliği ile tarih benim diye haykırdığını görüyorsunuz.
Yedi girişi bulunan surların Manuçehr tarafından koydurulan kitabenin bulunduğu Orta Kapıda (Aslanlı Kapı) kentin görkemli kapılarından biri olduğu gözüküyor. Kuzeyde ki bu kapının sağında, iki dairesel planlı burç ile korunan çifte beden kapısı (Kars Kapısı), solunda ise taştan satranç tahtası bezemeli Hıdırellez kapısı yer almaktadır.
Acemoğlu ve Mığmığ deresi (Tatrcık) Kapıları doğuya, Arpaçay'a açılır. Arpaçay yönüne açılan bir diğeri de Divin Kapısı'dır. Arpaçay'ın karşı kıyısına ulaşan eski kervan yolu (İpek Yolu) buradaki köprüden Divin Kapısına ulaşı-yordu. Suyolu kapısı ise, kentin batıya açılan tek kapısıdır. Türkiye Ermenistan sınırını oluşturan Arpa Çay aynı zamanda Ani'yi de doğudan sınırlıyor. Arpa Çay ve Alacasu vadilerine hakim yüksek bir kayalık üzerinde kurulan kentin en yüksek kesiminde ilk kez Urartuların yerleştiği iç kale bulunmaktadır.
Yüzyıllardır birçok uygarlığa ev sahipliği yapan ve birçok savaşa tanıklık eden Ani, bir zamanlar bölgenin önemli bir merkeziymiş. “1001 Kilise Şehri” olarak da anılan Ani’de, yapılan araştırmalarda bugüne kadar 40 kilise, şapel ve anıt mezar tespit edildi.
Kars’a 48 kilometre uzaklıkta, Türkiye-Ermenistan sınırına yakın Arpaçay nehri kenarında bulunan kent, Ermeni Bagratuni hanedanlığı döneminde önemli bir güç ve kültür merkezi olmuştu. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Ani Harabeleri’nin, şimdilerde kalıcı listeye girebilmesi için uğraş veriliyor. Sayısız depreme ve savaşa tanıklık eden kent, 2011’den beri kazı ve restorasyon çalışmaları ile ayağa kaldırılıyor.
Ani’yi çevreleyen surların iç kısmında, tarihi şehrin geniş bir alana yayılmış Bagratuni Ermenilerinden Bizanslılara, Selçuklulardan Gürcülere ve Osmanlılara kadar birçok kalıntıyı görmek mümkün. Ani’nin etrafını çevreleyen ve Bagratuni hanedanlığının savunma amaçlı yaptığı surlar, önce Bagratuni ile Bizans arasında, sonra Bizans ile Selçuklu arasında kanlı çatışmalara tanık oldu. Tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Ani, Ermeni mimarisinin seçkin örnekleriyle beraber, Gürcü ve Selçuklu mimarisinin de örneklerini taşıyor. İpek yolu üzerine kurulmuş olması Ani’yi, döneminin zengin kentleri arasına soktu ve öneminin artmasını sağladı.
Ani 1319’daki depremde ağır hasar görmüş, daha sonra Timur tarafından ele geçirilerek tahrip edilmiştir. Buna rağmen 1535 Osmanlı-İran savaşında tamamen terk edilinceye dek, kentte bir nüfusun barındığı anlaşılmakta.
1877-78 Osmanlı-Rus savaşında Rusların eline geçen bölge, Birinci Dünya Savaşı sonrası Osmanlılar tarafından geri alındı. Ancak Ani platosu daha sonra yeni kurulan Ermenistan Cumhuriyeti’nin eline geçti. 1920’de, Kurtuluş Savaşı sırasında Ani son bir kez daha el değiştirdi ve Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına dahil oldu.
78 hektarlık bir alanı kaplayan ve 4500 metre boyunca surla çevrili kentin en parlak dönemini yaşadığı 2. Smpat (977-989) ve oğlu Gagik (989-1020) döneminde nüfus 100.000’i geçtiği tahmin edilmekte.
Kırmızı taşlarla yapılmış Ani Katedrali’nin 1319’daki bir depremde tavanı, daha sonraki bir depremde ise başka bir köşesi yıkılsa da, bugün bile anıtsallığını koruyor.
1001 yılında Ermeni kralı 1. Gagik döneminde tamamlanan kilise, Ani’nin nüfus ve zenginlik bakımından dorukta olduğu döneme tanıklık etti. Bu kilisenin Ermeni mimarı Trdat daha sonra Bizans döneminde Ayasofya’nın kubbesini tamir etmişti.
Bölgedeki başka bir kilise ise Ermeni Bagratuni hanedanlığının sanatsal hünerlerinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Bir zamanlar 19 kemeri ve kubbesi ile bir mimari harikası olan ve yöresel kızıl kahverengi volkanik bazalt taşından yapılan kilisenin kalıntıları bugün iskele yardımıyla ayakta duruyor. Bu kilisenin aynı zamanda İsa’nın gerildiği çarmıhın küçük bir parçasını da barındırdığı söyleniyor.
10. yüzyıl sonlarında kurulan Aziz Gregor Kilisesi 12 kenarlı şapeli ve kubbesi ile hala görkemli. 1900’lerin başında kilisede bulunan anıt mezarın Bagratuni Ermenilerinden Prens Grigor Pahlavuni’ye ait olduğu sanılıyor. Fakat Ani’deki diğer şeyler gibi bu mezar 1990’larda yağmalandı.
Bölgede yaptığımız yüzey çalışmalarımda ,bu kilisenin karşısında kayalara oyulmuş mağaralarda Keşişlerin uzun süre yaşadıkları ve bazı oda içinde mezar olduğunu duvarlarında ise Kilise motif izlerinin bulunduğunu görmekteyiz. Bazı tarihçiler bunların Ani’den öncesine dayandığını söylüyor. Sanırım 20. yüzyıl başlarında bu mağaralarda hala insanlar yaşıyordu.
Buradaki bir başka kilise ise Surp Kirkor Kilisesi. 1215’te inşa edilen kilisenin içi İsa ve Aydınlatıcı Grigor freskleriyle süslü. Uzmanlar dönemin Ermeni sanatında ayrıntılı fresklere rastlanmadığını, bu nedenle kilisedeki freskleri muhtemelen Gürcü ressamların resmettiğini söyleyebiliriz.
Bizanslıları Anadolu’dan çıkaran Selçuklu İmparatorluğu 1000’li yılların ortalarından itibaren bölgenin kontrolünü ele geçirdikten sonra 1072’de Ani’nin yönetimini Kürt kökenli Müslüman Şeddadi hanedanlığına devrettiğini yazılı kayıtlarda bulunmakta.
Bu dönemde uçurum kenarında Ebul Manucehr Camii inşa edildi. Bugün ayakta duran minarenin 1000’li yılların sonunda inşa edilen orijinal camiye ait olduğu, asıl binanın is 12 veya 13. yüzyılda tamir edilerek mimari ekleme olduğu tahmin ediliyor.
Manucehr camiinin asıl işlevi ise hala bir tartışma konusu. Bir görüşe göre, bu yapının Ermeni Bagratuni hanedanlığına saray olarak yapıldığı, sonra camiye dönüştürüldüğüne inanıyor. Diğer bir görüş ise başlangıçtan beri cami olarak kurulduğunu ve Anadolu’daki ilk Türk camisi olduğunu söylüyor.
Kalıntıları görülen yapıların büyük çoğunluğu İ.S. 8 ile 13. Yüzyıllar arasında yapılmış. Aynı dönemde Ani, sanat ve ekonomi yönünden de altın yıllarını yaşamış, adeta kültürel bir Rönesans'a sahne olmuş. "Binbir kiliseli şehir" adıyla anılan Ani'nin, Venedik Avrupa'sını andırdığı söylenmektedir.
Araştırma/Makale:Yönetmen,Tekin Gün
03.21.2012
Beğen
Beğenme
Tavsiye et
Rapor et
Yazdır
1391
Yer
Makale
28.6.2020
0
kişi beğendi
0
kişi beğenmedi
Etiket
#
  
Kaynak
Yorum yapabilmek için
Üye Olun
veya
Giriş
yapın
Tekin Gün
adlı kullanıcının
diğer yazıları
İlmek ilmek birbirine bağlanmış çok renkli bi
Yıldırım Ercan
1528 okuma
Gerçekte sen ne hissediyorsan o her zaman doğ
Mootol Türkiye
1712 okuma
Dürüstlük pahalı bir mülktür ucuz insanlarda
Öner Akkaya
2218 okuma
Gözleriniz açık , yüreginiz ferah olsun efend
Mustafa Celep
1684 okuma
Yavuz Sultan Selim küpe takmazdı
Faruk Cansu
1864 okuma
Fransa Osmanlı'nın Avrupa'daki ispiyoncusuydu
Faruk Cansu
1871 okuma
Madde madde mü'min kadının kimliği
Myname isno
1790 okuma
Boğaz'ı donduran İstanbul kışları
Faruk Cansu
2159 okuma
Dedeleri Sultan Abdülmecid'in huzuruna çıkıp
Faruk Cansu
1692 okuma
Mutlu olmak varken, bu dünyada
Ekrem Şensu
1821 okuma
Tetris, beyin gücünü artırıyor
Ekrem Şensu
1622 okuma
Can sıkıcı sorular
Mustafa Nuri
1837 okuma
İman ve güvenlik
Mustafa Nuri
1712 okuma
Birbirimizi Tüketmeyelim
Hayri Genç
1717 okuma
Fransa Anayasa Konseyi'nden Fransaya hukuk De
Yunus Seven
1898 okuma
Birşeyler yaz
Sadece Ben
Bağlantılarım
B.Bağlantıları
Herkes
Yazıyı Mootol duvarına paylaşmak için
üye ol
veya
giriş
yap
http://www.mootol.com/Yazi2395/ani-antik-kent--kars
Adınız :
Gidecek E-posta :
Gönder
Tanıdıklarını haberdar etmek için
üye ol
veya
giriş
yap
Adınız :
Rapor nedeni :
Rapor et
Yazı içeriğini rapor etmek için
üye ol
veya
giriş
yap