Resimler
Videolar
Haberler
Yazılar
Replik Düplik
Kuruluşlar
Benim Dünyam
Kayıt Ol
Oturum Aç
Oy Trabzon Trabzon, Senden ayrılacağum…
Yazı Yaz
198
1052
Makale
Yorum Yaz
Yazdır
Tavsiye Et
5.11.2010
0 yorum
3117
okuma
Başyazarımız Ali bey, geçen hafta “Trabzon’da yaşamak üzerine” başlıklı bir yazı yazdı. Sanırım okuyan pek çok kimsenin de benim gibi içi burkulmuştur. Yazının sonlarına doğru “Yaşamak, yaşamdan zevk almak hissetmekle alakalı. Tarihini, enerjisini, iradesini ve insan örneğini gittiğiniz yerde bulabilir misiniz?” diye sormuş ve Trabzon’dan ayrılanların gitmemek adına tüm şartları zorladıkları kanaatinde olmadığını dile getirmiş Ali bey.
Benim çevremde, hayatının büyük kısmı ya da tamamını Trabzon’da geçirdikten sonra emeklilik döneminde büyük bir şehre taşınanlar bile var. Üstelik bunların bir kısmının, yazının başında verilen örneklerle de ilgisi yok. Belki var da söylemiyorlar. “Bir değişiklik olsun dedik\" vs. gibi gerekçeler ileri sürüyorlar.
Göç, yaşamayanın bilemeyeceği kadar zor bir olaydır. Ailenizin asırlardır yaşadığı topraklardan kopup başka diyarlara giderek orada hayata tutunmaya çalışmak kolay verilecek bir karar değil. Askerlik, okul gibi geçici sürelerle memleketten uzak yaşamaya da benzemez, çünkü onlarda bir zaruret unsuru var, kalıcı ve kesin bir biçimde hayatınızı bir başka şehirde idame ettirmeye karar vermiyorsunuz.
Gurbete çıkan insan, belki başlangıçta farkında olmasa bile sonradan anlar ki, ağır bir imtihana girmiştir. Bunu memlekete gittiği ilk izin ya da tatilde derhal fark eder, ancak bir kere imtihana girmiştir ve kağıdı boş teslim edip çıkmak gibi bir seçeneği yoktur. Mutlaka başarılı olmak zorundadır. Bundan şu emeklilikten sonra gurbete gidenleri belki istisna edebiliriz. Ancak onlar da gurbette daha rahat yaşıyor olmak, en azından öyle görünmek zorundadırlar. Onların bile canları sıkıldığında kalkıp memlekete geri dönmeleri o kadar kolay değildir.
Bu ağır ve bütünlemesi olmayan bir imtihandır. İstanbul’da haberini yaptığımız insanların, haberin mutlaka Trabzon baskısında da çıkmasını istemelerinin yegane sebebi budur. Kendisi dışarıda yaşıyor, haberin içinde geçen insanlar dışarıda yaşıyor, Trabzon nüfusunun çoğu dışarıda yaşıyor ama adam yine de haberin mutlaka Trabzon baskısında çıkmasını istiyor. Çünkü sınav gözetmenleri orada. Babası, amcası, halası, dayısı, onların oğulları, eşi dostu, hısım ve hasımları…
Bizim gibi gurbette yaşayan bazı arkadaşlar, Trabzon’a izin ya da tatile gittiklerinde –dinen sakıncalı bir tabirle- “kutsal topraklardayım” diyorlar. Yani Trabzon verimsiz, çorak, sıkıcı, insanın arkasına bile bakmadan kaçacağı bir yer değil hiçbirimizin gözünde. Özellikle İstanbul’a ilk geldiğim yıllarda “Trabzon güzel yer, niye bırakıp geldin?” diye sorarlardı. Belki iş olsun diye, belki de güzel bir memlekete sahip olduğumu söyleyerek gururumu okşamak için söylerlerdi ama göç kavramının mantığına aykırı bir soruydu bu. Kimin memleketi çirkindi ki şu yalan dünyada?
Teofilo Gutierrez gibi başka bir dünyadan gelmiş biri arkasına bakmadan kaçmış olabilir Trabzon’dan. Gittiği yerde başarılı olmak zorunda da olmayabilir, ömrü boyunca bir daha Trabzon’un adını bile ağzına almayabilir. Fakat İstanbul’da (görebildiğim kadarıyla başka şehirlerde de) üçüncü nesle ulaşan Trabzon nüfusu, memleketten “kutsal topraklar” diye bahsediyor.
Bülent Şirin, yaklaşık 30 yıldır yaşadığı İstanbul’un hiçbir caddesinde, hiçbir sokağında Uzun Sokak’ta yürüdüğü kadar rahat yürümüyor, Trabzon merkezde hiç yaşamamış olduğu halde. Köyünün tepesinden Şahmelik ufkunda batan güneşi seyrederken aldığı keyfi İstanbul Boğazı’nın hiçbir noktasında alamıyor… “Oy Trabzon Trabzon/Senden ayrılacağum” türküsünü de hiçbir zaman sonuna kadar söyleyemiyor, dinleyemiyor…
Neyse ki ulaşım ve iletişim imkanları büyük bir hızla gelişiyor. Günün birinde Trabzon’a dönmek, dışarıda yaşayan milyonlarca Trabzon’lunun büyük çoğunluğunun hayali olsa da bunun gerçekleşmesi mümkün değil ama; Trabzon’a daha sık gidip daha uzun sürelerle kalmak gün be gün daha kolaylaşıyor. Bu da bağların kopmak bir yana, daha da güçleneceği anlamına geliyor. Şükürler olsun…
4.11.2010, Günebakış
Beğen
Beğenme
Tavsiye et
Rapor et
Yazdır
3117
Yer
Makale
5.11.2010
0
kişi beğendi
0
kişi beğenmedi
Etiket
---
Kaynak
Yorum yapabilmek için
Üye Olun
veya
Giriş
yapın
Bülent Şirin
adlı kullanıcının
diğer yazıları
Daha Ne İstiyorlar?
Süleyman Ayçiçek
1558 okuma
Osmanlı’da Sıbyan Mektepleri Ve Recâî Mehmed
Eyyüp Azlal
1653 okuma
Eylemcilere Müge Anlı'dan Gelen 31 Şok Soru
The Coolie
1990 okuma
Bir Şehirleşme Manifestosu…
İbrahim Balcıoğlu
2629 okuma
Allah’In Sevdiği Hasletler
Hamit Güveli
2417 okuma
An İtibariyle Çağrılıyoruz Kutlu Yolculuğa
Eyyüp Azlal
1733 okuma
Sokağa İnmeyen Yüzde 50'Nin Bildirisi
Aytekin Takar
1485 okuma
Kimliğimiz
İsa Muslubaş
1519 okuma
Bir Çaglayan,Bir Damla Suyla Baslar....
Bulent Kacir
1530 okuma
Enformasyon Ve Dezenformasyon
Ali Duman
1808 okuma
Güçlü Ve Yeni Türkiye
Metin Külünk
1669 okuma
Hocadan hocaya din farklı mı
Myname isno
1525 okuma
İskilipli Atıf Hoca
Eyyüp Azlal
1961 okuma
George Bernard Shaw Islam İle İlgili Görüşü
Şairin Köşesi
1742 okuma
Değişim Yönetiminde 5N 1K Analizi
Alaattin Behar
1540 okuma
Birşeyler yaz
Sadece Ben
Bağlantılarım
B.Bağlantıları
Herkes
Yazıyı Mootol duvarına paylaşmak için
üye ol
veya
giriş
yap
http://www.mootol.com/Yazi198/Oy-Trabzon-Trabzon,-Senden-ayrilacagum…
Adınız :
Gidecek E-posta :
Gönder
Tanıdıklarını haberdar etmek için
üye ol
veya
giriş
yap
Adınız :
Rapor nedeni :
Rapor et
Yazı içeriğini rapor etmek için
üye ol
veya
giriş
yap