Resimler
Videolar
Haberler
Yazılar
Replik Düplik
Kuruluşlar
Benim Dünyam
Kayıt Ol
Oturum Aç
Ne Güzeldik Eskiden..
Yazı Yaz
2106
6253
Yaşamın İçinden
Yorum Yaz
Yazdır
Tavsiye Et
26.1.2016
0 yorum
1070
okuma
''Eskiden'' tabirini başlığıma iliştirdiğimde muhtemel büyük çoğunluk bunun bir ''çocukluk nostaljisi'' ifade ettiğini anlamıştır. Tabii çocukken güzeldik.'' Anneye babaya yalan yoktu, saygısızlık yoktu'' demeyeceğim çünkü evden komşu evine gidiyorum diye çıkıp son paramla bakkala gittiğimi hatırlarım,gizli gizli. Yalanın büyüğü küçüğü olmaz diyenlerinizi duyuyorum sanki. Elbette büyüğü küçüğü olmaz: yalan yalandır. Beyazı ve siyahı vardır yalanın-bana göre-. Beyaz ve siyah. İki zıt renk. Çağrışımlar dahi başka. Çocukluk,beyaz yalanların odağıydı. Kaldı ki çocukken söylenen bu -beyaz- yalanların,bu zamanda söylenen alalade -siyah- yalanların yanında tutunamayacak kadar iyi olduğunu görür gibiyim. Beyaz çoğumuza göre saftır,berraktır başka bir tabiriyle ya, o yüzden çocukluğumuza söylediğimiz yalanların ''beyaz'' olanlarını empoze ederiz. Bunu bize yaptıran,çocukluğun da en az bu yalanlar kadar berrak oluşundandır. Ve hiç şüphesiz, kimse benim çocukluğum siyahtı, kötüydü, hatırlamak istemiyorum demez.(istisnalar olabilir,amma velakin kaideyi bozmazlar.) Bir toplantı salonunun, bir kahve durağının,bir otobüs yolculuğunun,bir aile sohpetinin vazgeçilmez nostalisidir ''çocukluk''. Hemen hemen herkesin, çocukluğundan aktaracağı ''beyaz'' yalan dolu hikayeleri vardır. Elbette benimde. Bir farkı vardır bugünden, bu yalanlar bizi utandırmaz. Tam aksine, gelecekle geçmiş arasında edindiğimiz tecrübeler ışığında yaşanacaklara bir paravan niteliğindedirler. ''Vay efendim, bizim çocukluğumuz yoksulluktu, sersefildik.'' vs vs. diyen bizim bazı insanlarımızı koşarak geçiyorum yine. Şimdi bu yaş aralığında zaten daha öncelerimizin, geçmişteki insanlarımızın maddi durumlarının süper olması %30 bile değildir sanırım.
İşte bu yüzden güzeldir çocukluk, yoksulluğu iliklerinize kadar işlemiş bir evin tüten dumanını anlatmak bile bazen içlendirir, bazen güçlendirir. Çoğu zaman anlatırken, umulmaz bir hezeyan ve heyecan duyarız.
Heyecan ve hezeyan? Nedir bunlar? Çocukluğumuzu anlatırken aramızdan illaki birileri ''keşke o günlere dönsem'' diyordur, belkide büyük çoğunluk. Ancak ''çocukluğumu geri ver bana dünyaaaa!'' diye isyan eden insanımızıda hiçbir zaman anlayamamışımdır doğrusu.Çok genel bir çerçeveden baktığımda, ve olaya biraz daha dini boyut kazandırdığımda -bana göre yine- insan, yaşamalı,görmeli,barınmalı fakat hep olduğu gibi zamanı gelince göçüp gitmelidir ki, başkalarıda çocukluğun bu vazgeçilmez tadına varabilsinler.(ki bu bana göre sadece kendini düşünmektir yani egoistliği takip eder)Doğa döngüsü dediğimiz olay budur. sınav dönemi stresimde okulumda rehper hocamdan sonra gittiğim yer bilirsiniz ki,-yaşayanınızda olabilir- bir piskolog olmuştu. Neden önce ''birazda çocukluğumuza gidelim, uzun bir yolculuk yapalım.'' demişti, şimdi daha iyi anlıyorum.
''Çocukluğumdaki bayramlar güzeldi canım,vallaaah şekerleri dün gibi aklımda, ahh o şeker toplama yarışlarımız'' kısmınıda atlamak istiyorum çünkü bunları zaten biliyoruz. Kaldı ki bana, zamanla zamanı kıyaslamak saçma gelmiştir her zaman. O o zamandı, bugün bugündür derim. Yine kaldı ki-bana göre-, suç biz yeni nesil çocuklarında değil, değişen zaman şartlarındadır.
Böyle ifade edilen bir çocukluk,bana bayram şekeri yanında ikram edilen bir meze gibi geliyor kulaklarıma. Oysa çocukluk, sokakta oynanılan misketten, bayramda toplanılan şekerden, yeni kıyafetlerden beslenmiyor ki. Bu fiiller, çocukluktan besleniyor. Çocukluğumuzdan.
Çocukluk,yalansız bir menfii tiyatrodur adeta. ''sende hep yalana değinmişsin canım'' diyenleriniz olabilir. Ancak benim kastetmek istediğim, fiili olarak söylenen yalanlar değil,çocuklukla birlikte bir yerlere saklanmış, köşe bucak kaçan bir yetişkin insanın, hayata bakış açısıdır. Yalan burada gizlidir. Yoksa en başta söylediğim gibi,illaki yalanlar söylüyorduk. Gel gelelim, bugünden farkı, yalanların kusurlu olması ve bir katilin sokak ortasında gezinme özgürlüğünü elinde tutuyor olmamasıdır. Yani şimdi bu yalanlar, kimselere zarar vermez. Hatta ve hatta, kusurlu ve ucu açık bırakılan her yalanın anne baba yada çevre tarafından gülümsenerek karşılandığı yalanlar, tadından yenmez.
Anlatmak istediğim,yalansız bir çocukluk düşünülemez. Böyle yaşayanlarımızda vardır illaki, yada yaşamışlarımız. Ancan söylemek istediğim, kınamak değil çocukluğu öyle kabullenmektende öte gitmektir bazen nostalji. Çocukluğu, olanıyla doğrusuya, yalanıyla bile kusursuzken sevebilmektir. Hatta bazen ''siyahlarıyla'' bile...
Beğen
Beğenme
Tavsiye et
Rapor et
Yazdır
1070
Yer
Yaşamın İçinden
26.1.2016
0
kişi beğendi
0
kişi beğenmedi
Etiket
#
  
Kaynak
Yorum yapabilmek için
Üye Olun
veya
Giriş
yapın
Elif Yüksel
adlı kullanıcının
diğer yazıları
Suya Muhtaç Bir Çiçek Gibi Sana Muhtacım
Konya Hayranları
1375 okuma
Biz.
Sümeyye B.
2020 okuma
Gezgin
Sururi Gezgin
2119 okuma
Uygur Türkleri Türkiyeye Gelsin
Cumhur Ceylan
1408 okuma
--Uyan Osmanlı Torunu Uyan Türkiye Uyanın Ark
Erdi Cicek
1278 okuma
Ben Kimim O "Kim"...?
Tolga Bolat
1616 okuma
Filistin
İsmail Mete
1714 okuma
İnsan
Elmalı Turta
1424 okuma
Sen Yoksan Bir Eksiğiz
Zeynep Öz
1413 okuma
Hepsi O Eski Sayfalara Çizili Resimlerde Kald
Faruk Cansu
1467 okuma
Zor Olana Talip Olmak
Myname isno
1426 okuma
Sen Ne Halde Olursan Ol, İstekten Vazgeçme
Siyah Giyinen Adam
1478 okuma
Neden Böyle Olduk?
Siyah Giyinen Adam
1329 okuma
Having Erasmus Internship In The United Kingd
Hacı Mehmet Boyraz
1368 okuma
Film Gibi
The Coolie
1265 okuma
Birşeyler yaz
Sadece Ben
Bağlantılarım
B.Bağlantıları
Herkes
Yazıyı Mootol duvarına paylaşmak için
üye ol
veya
giriş
yap
http://www.mootol.com/Yazi2106/ne-guzeldik-eskiden
Adınız :
Gidecek E-posta :
Gönder
Tanıdıklarını haberdar etmek için
üye ol
veya
giriş
yap
Adınız :
Rapor nedeni :
Rapor et
Yazı içeriğini rapor etmek için
üye ol
veya
giriş
yap