Resimler
Videolar
Haberler
Yazılar
Replik Düplik
Kuruluşlar
Benim Dünyam
Kayıt Ol
Oturum Aç
Dolma Takaz Ev Ne Ola Ki?
Yazı Yaz
423
4022
Memleket Yazilari
Yorum Yaz
Yazdır
Tavsiye Et
17.5.2012
0 yorum
1513
okuma
Bu yıl altıncısı yapılacak Giresun Günleri başlıyor. Birazdan taksim’de yapılacak yürüyüşe katılacağım. Bu satırlar yapılacak yürüyüşün nasıl geçeceği ile ilgili olarak yüreğimin hızlı çırpınışları arasında yazılıyor. Benim duyduğum böyle bir yürüyüşün Giresun açısından bir ilki oluşturacağı. Daha önce bir il adına yapılan yürüyüş duymadım. İnşallah iyi bir katılımla güzel bir yürüyüş olur. Taksim adını hep ideolojik yürüyüşlerin yeri olarak duyurdu. Belki de ilk defa bir il halkının haklı taleplerinin ve güzelliklerinin sergileneceği bir mekan olur. Bu da daha sonra yapılacak yürüyüşler için iyi bir bidat oluşturur.
Bu yürüyüşe ve Giresun Günleri’ne gecesini gündüzüne katarak hazırlanan GİRFED Başkanı Sayın Hasan Turan geçtiğimiz günlerde annesini kaybetti. Zaten hazırlıklar arasında sık sık annesinin hastalığı sebebiyle Giresun’a gelip gitmek zorunda kalan Hasan Turan’ın bu yürüyüşe katılması biraz zor gibi. Oysa yapılan böyle bir etkinliğin açılışında bulunmak o işe emek verenlerin en büyük arzusudur. İnşallah yürüyüşe katılamasa da açılışı yapmak kendisine nasip olur. Hasan Başkana ve ailesine sabır, annesine de Allah’tan rahmet diliyorum.
Giresun Günleri bu yıl kendi içinde ilkleri barındırması açısından diğer il günlerine de örneklik teşkil edecek özellikler taşıyor. Geçtiğimiz senelerde sergilenen serenti(mazu)den sonra bu yıl da Giresun evlerinin bir minyatürü Feshane’de sergilenecek. Dolma takaz tabir edilen evler bizim çocukluğumuzun geçtiği güzel yerlerdi. Küçük olsalar da iki oda bir sofa(aşgana) tabir edilen evler çok sağlıklı barınma yerleriydi. Evin dış tarafları dolma taş ve çamurdan olsa da ağaç bolluğu nedeniyle evin iç yüzü tamamen ahşap kaplama olurdu. Tamamı ahşap olduğundan genellikle evde taş ocak dışında bir şey yanmazdı. Taş ocakların her iki tarafına yapılan ahşap oturma yerleri ise en önemli mekanlardı. Buraya evin reisi olan babalar ve dedeler otururdu. Bu da bir nevi otorite göstergesiydi. Evin hemen yan duvarına açılan bir kapı ile hem tuvalet hem de banyo olarak kullanılan yerler yapılırdı. Odalar yalnızca yatak yeri olarak kullanılır, aşgana ise bütün bir hayatın geçtiği yer olarak bugünkü salonların ve yemek odalarının işlevini görürdü. Aşgana aynı zamanda mutfak ve lavabo işlevini de üstlenirdi. Bugünkü anlamda lavabolar yoktu. Bakırdan yapılan dibi çukurlaştırılmış leğenler lavabo işlevini görür, su musluktan değil bakır ibrikten kullanılırdı.
Yarı bodrum veya tam bodrum olan giriş katlar hayvanlara ahır olarak kullanılırdı. Evden açılan bir delik ile ahırda bulunan ineklere yal tabir edilen yem ve yiyecekler sarkıtılır, bizim artıklarımız ve bahçeden toplanan paldır pacak onların yiyeceği olurdu. Annelerimizin sağdığı sütler, onlardan yapılan yoğurt ve ayranlar ise bizim yiyeceğimiz… Artan yoğurt ve ayran varsa ziyan edilmez kaynatılarak peynir ve çökelecek yapılırdı.
Evin etrafındaki arazisi ise mutlaka tarla olarak kullanılırdı. Burada yetişen mısır ve kara lahana(pancar) ise en önemli iki yiyeceğimizdi. Mısır zannedildiği gibi taze tüketilmez öğütülerek ekmek yapmak için kullanılırdı. Kara buğday sahil kesiminde yok denecek kadar azdı. Beyaz buğday unu ise şimdiki tatlılar gibi mısır üstüne tatlı misali ramazandan ramazana görülen nadir yiyeceklerdendi. O da ekmek olarak kullanılmaz, yufka(çörek) açılarak, genellikle makarna tabir edilen şekilde kesilerek Giresun tavasında kızartma yapılırdı. Nadiren içine çökelek ve fındık ezmesi eklenerek börek de yapılırdı. Bizim oralarda beyaz undan yapılan ekmek çok sonraları Amerikan yardımı undan yapılarak yaygınlaştı.
Lahana ise her şeyimizdi. Annelerimiz çorbasını yapar, sarmasını sarardı. Hayvanın içyağından yapılan tuzlu içyağ ise yemeklere ayrı bir lezzet katardı. İlkbaharda yeni yeni açarken ortaya çıkan sapsarı çiçeklerinden ve yeşil filizlerinden ise lezzetli yemekler yapılırdı. Daha birçok çeşidiyle lahana ve ayran vazgeçilmez iki ayrı yemeğimizdi.
Giresun Günleri için yapılan dolma takaz ev bizi ta nerelere götürdü. Giresunlu iseniz anılarınızı tazelemek, değilseniz Giresun kültürüne aşinalık için herkesi 18-19-20 Mayıs tarihlerinde Feshane’ye bekliyorum.
Beğen
Beğenme
Tavsiye et
Rapor et
Yazdır
1513
Yer
Memleket Yazilari
17.5.2012
Giresun
0
kişi beğendi
0
kişi beğenmedi
Etiket
---
Kaynak
Yorum yapabilmek için
Üye Olun
veya
Giriş
yapın
İbrahim Balcıoğlu
adlı kullanıcının
diğer yazıları
Hemşerilerme Davet
Haydar Polat
1261 okuma
Köyün Tarihçesi
Zafer Kaplan
1491 okuma
MİMAR SİNAN (1490-1588) kimdir ?
Myname isno
1079 okuma
Yaylalar, yaylalar…
Bülent Şirin
3016 okuma
TUNCELİ'NDE BAHAR MEVSİMİ,,,,
Orhan Topkaya
1394 okuma
Seyyid Onbaşı
Mustafa Celep
1512 okuma
Bir Urfa da İstanbul’da Var Artık
Hayri Genç
2376 okuma
Şenliğin Kadırgalısı
Hayri Genç
1269 okuma
Giresun Günleri Yaklaşırken…
İbrahim Balcıoğlu
2239 okuma
Hasretim Sana Konaklı
Mustafa Doğan
1177 okuma
Gökçeada'nın "Organik Ada" olmasına az kaldı
Mootol Türkiye
1417 okuma
Osmanlı İmparatorluğunda Kölelik
Fatih Altunsoy
1425 okuma
Osmanlı İmparatorluğu ve İslam
Fatih Altunsoy
1468 okuma
Viranşehire Sağlık Yüksek Okulu
Eyyüp Azlal
1753 okuma
Teşekkürler Pegasus
Eyyüp Azlal
1336 okuma
Birşeyler yaz
Sadece Ben
Bağlantılarım
B.Bağlantıları
Herkes
Yazıyı Mootol duvarına paylaşmak için
üye ol
veya
giriş
yap
http://www.mootol.com/Yazi423/Dolma-Takaz-Ev-Ne-Ola-Ki-
Adınız :
Gidecek E-posta :
Gönder
Tanıdıklarını haberdar etmek için
üye ol
veya
giriş
yap
Adınız :
Rapor nedeni :
Rapor et
Yazı içeriğini rapor etmek için
üye ol
veya
giriş
yap