Resimler
Videolar
Haberler
Yazılar
Replik Düplik
Kuruluşlar
Benim Dünyam
Kayıt Ol
Oturum Aç
Süfyan Es-Sevri
Yazı Yaz
646
4608
Dini Konular
Yorum Yaz
Yazdır
Tavsiye Et
11.4.2013
0 yorum
2423
okuma
Tam adı ve Nesebi:
Ebu Abdullah Süfyan b. Said b. Mesruk es-Sevri el-Kufi ‘dir. Doğum tarihi bazı kaynaklarda h. 95, 96, 98, ve 99 olarak geçmekteyken doğum yerininin horosan veya küfe olabileceğine dair farklı rivayetlere rastlanmaktadır. Fakat genel kanaat kufe’de doğduğu , çocukluk ve gençlik dönemini burada geçirdiğidir.
Babası tabiinin büyüklerinden olup, annesi hakkındaki bilgiler ise, takva sahibi ve ilme çok kıymet veren bir hanım olduğuyla sınırlıdır. Soyu onaltıncı dedisi İlyas b. Mudar’da Hz. Peygamberin soyu ile birleşir. Dedesi Mesruk b. Habib ise Hz. Ali ile birlikte Cemel savaşına katılmış ve onunla aynı safta yer almıştır.
Hocaları:
Süfyan es-Sevri’nin yaşadığı dönemdeki ilmi faaliyetler ve içinde buluduğu siyasi, ekonomik ve sosyal şartlar onun küfe dışında da bir çok bölgeye gitmesine sebep olmuştur. Bu yolculuklar esnasında zamanının önde gelen alimlerinin ders halkalarına katılmış ve özellikle hadis, fıkıh, kıraat vetefsir alanında kendilerinden istifade etmiştir. Zehebi, 130 tabiin alimiyle görüştüğünü ve yaklaşık 600 kişiden ilim öğrendiğini kaydeder. Aynı şekilde onun hayatından ve hocalarından bahseden teracim ve tabakat kitaplarında yüzerce hocası olduğu zikredilmektedir. Şunu belirtmeliyiz ki, babası hariç, Süfyan-ı Sevri’nin uzun süreli ders aldığı ve düzenli olarak derslerini takip ettiği bir hoca ve öğrenci ilişkisi olmamıştır.
Burada isimlerini zikrettiğimiz kişiler, kendisinin hadis rivayetinde çokça zikrettiği ve yine kendisinin yazmış olduğu tefsirde adı geçen ve tabakat kitaplarında yer alan belli isimlerdir.
1) Babası Said b. Mesruk es-Sevri :Tabiinden olup, kaynaklarda sika bir ravi olarak geçer. Kütüb-i sitte yazarlarınca da sika olarak kabul edilmiş ve İmam-ı Azam Ebu Hanife Hz. lerine hocalık yapmıştır.
2) Ebu İshak es-Sebii :Tabiinin ileri gelenlerindendir. Hz. Ali, İbn Ömer ve İbn Abbas gibi sahabileri görmüş, Süfyan es-Sevrinin babasına hocalık yapmış, sika raviler arasında sayılmış ve çokça hadis rivayet etmesinden ötürü ünlü hadis bilgini Zühri’ye benzetilmiştir. Kufe fıkhı geleneğinin temsilcilerindendir.
3) Süleyman b. Mehran el-Kahili el-Esedi :A’meş ismiyle meşhur olmuştur. Tabiinden olup, Enes b. Malik’i görmüştür. 1300 civarında hadis rivayetinde bulunduğu, kıraat ilminde üstün olduğu ve büyük bir feraiz bilgini olduğu bilinmektedir.
4) İbrahim b. Yezid el-Huzi
5) İsmail b. Abdirrahman b. Ebi Kerime es-Süddi
6) Habib b. Ebi Sabir
7) Seleme b. Kuheyl el-Hadrani
8) Muhammed b. Abdil Vahid Ebu’l Huseyn
9) Esved b. Kays
Öğrencileri:
Yapmış olduğu yolculuklar sebebiyle gittiği yerlerde yüzlerce hatta binlerce kişi kendisinden istifade etmiştir. Fakat yaşadığı dönemde ki siyasi baskılar nedeniyle açıktan bir ders halkası kurup, öğrenci yetiştirememiştir. Öğrencisi olarak sayacağımız isimlerden bazıları kendisiyle hoca talebe ilişkisi olmayan yakın arkadaşlarıyken, diğerleri onun ders halkasında bulunmuş ve kendinden hadis rivayet etmiş kimselerdir.
1) Süfyan b. Üyeyne b. Ebi İmran, Ebu Muhammed el-kufi
2) Şube b. Haccac b. el-Verd el-Ezdi
3) Abdurrahman b. Amr el-Evzai:Müçtehit ve aynı zamanda Şam diyarının ünlü fakihlerindendir.
4) Abdullah b. Mübarek ibn Vadıh el-Mervezi
5) Fudayl b. Iyad b. Mes’ud b. Bişr
6) İbrahim b. Ethem , Mansur b. Yezid
7) Musa b. Mes’ud el-Hindi
8) Abdurrahman b. el-Mehdi b. Hasan
9) Abdürrezzak ibn Hemmam b. Nafi es-San’ani
10) Yahya b. Said el-Kıttan
11) İbrahim b. Tehman el Horosani, Ebu Said el-Herevi
İlmi hayatı
Babasını sika muhaddisler arasında yer alması ve hıfzının çok kuvvetli olması onun ilim yolculuğuna hadisle başlamasına sebep olmuştur. O dönemde ilmi bir faaliyet olarak yapılan, hadislerin toplanması ve korunmasını hedefleyen rıhle yolculukları onun hadis ilminde bir otorite olmasını sağladığı kadar fıkıh ve tefsir alanında çok ileri bir düzeye gelmesine vesile olmuştur.
Bu amaçla Mekke, Medine, Basra, Şam, , Yemen gibi şehirleri dolaşmış, ilmi birikimlerinden istifade etmiştir. Bağdat, Vasıt, Cürcan, Rey, Askale ve Kudüs’te de çeşitli sebeplerle bulunmuştur.
Eşcai kendisinden 30 bin hadis duyduğunu söylerken, başka kaynaklarda ezberindeki hadis sayısının 30 bine ulaştığına dair bilgilere yer verilmiştir. Sahip olduğu bu engin hadis birikimini konularına göre düzenleyen ilk kişi olmakla beraber , cerh ve tadil ilminin doğuşunda katkısı olan ilk muhaddislerdendir. ”isnad müminin silahıdır, silahı olmayan ne ile savaşır’’sözü ona aittir. Bu özelliklerinden dolayı hadis ilminin’’emiru’l mümini’’olarak kabul edilmiştir.
Fıkıh ilmindeki konumuna gelince ; genç yaşta olmasına rağmen gittiği şehirlerde fetvalar verdiği ve dönemin fıkhi meseleleriyle yakından ilgilendiğini bilinmektedir. Zamanın beş müctehid imamı arasında yerini almış, kendi ismiyle anılan bir mezhep kurucusu olmuş ve müntesipleri ‘’sevriler’’olarak bilinen bu ehli sünnet mezhebi hicri 5. yüzyıla kadar varlığını devam ettirmiştir.
Kaynaklarda zikredilen diğer önemli bir yönü çok iyi bir hafız olduğu, kıraat alimi Asım’la görüşüp ilmi müzakerlerde bulunduğudur.
İlmi konularda ki üstünlüğü hususunda çağdaşlararının yorumlarına da değinecek olursak, İmam- Malik onun hakkında’’Irak bize mal ve zenginlik yönünden üstün durumda idi. Süfyanın zuhurundan itibaren ilimde de üstün gelmeye başladı’’derken, Ebu Hanife’de’’Eğer Süfyan-es Sevri tabiinden olsaydı, onlar arasında mühim bir yeri olurdu’’ diyerek sahip olduğu yüksek ilmi konumuna dikkat çekmişlerdir.
İlmi hayatı üzerinde çok derin etkileri olan ve belirtmeden geçemeyeceğimiz bir husus da, Abbasi halifesi Mansur tarafından kendisine yapılan kadılık teklifini kabul etmemesi sebebiyle yaşadığı küfe şehrini gizlice terk etmek zorunda kalması, bu nedenle Mekke’de bir müddet hapis cezasına çarptırılmasıdır. Daha sonraki yıllarda halife Mehdi kendisine aynı teklifi sunmuş fakat yine kabul etmeyerek ömrünü farklı şehirlerde, siyasi otoritenin baskılarından uzak durmaya çalışarak geçirmiştir.
Eserleri:
1) el-Camiu’l Kebir: Sahabe, tabiin ve Tebeu’t-tabiinin fakihlerine ait fıkhi görüşlerin derlendiği ve kendi ictihad ve görüşlerinin de yer aldığı belirtilen en hacimli eseridir. Öğrencileri sayesinde kısa zamanda meşhur olan eser Irak, Horosan, Şam, Kuzey Afrika ve Endülüs topraklarına kadar yayılmış ve büyük ilgi görmüştür. Eserin aslı günümüze kadar ulaşmamış, Raviler tarafından aktarılmıştır.
2) el-Cami’us-Sagir : Tamamen hadis yada tamamen rey içerikli olduğuna dair farklı görüşler vardır. Eser günümüze kadar ulaşmamış olup, raviler yoluyla aktarılmıştır.
3) Kitab’ul Feraiz :Süfyan es-Sevrinin günümüze ulaşmış eserlerindendir. Eserin orijinal hali 6. asırda yazılmış olup, Şam’ın zahiriye kütüphanesinde muhafaza edilmektedir.
4) et-Tefsir : Hicri 3. asra ait olduğu tahmin edilen eser, Hindistanın Rampor şehrinde bulunarak bir cilt halinde tab edilmiştir. Rivayet tefsirinin en güzel örneklerinden olup, sahabe ve tabiin dönemi Mekke müfessirlerinin görüşlerini yansıtır. Zamanın temiz ve saf anlayışını aksettirmesi, İsrailiyatla ilgili haberlere rastlanmaması, lisan inceliklerinden ziyade manalar üzerinde durulması bakımından önemlidir. Tefsiru Süfyani’s- Sevri adıyla imtiyaz Ali arşivi tarafından neşredilmiştir.
Fıkhı :
Hicri II. asırda Ashabu’l hadis ve Ashab-ı Rey olarak bilinen iki fıkhi ekol ortaya çıkmıştır. Süfyan es-Sevri meselelerin çözümünde hadisleri merkeze alan Ashabu’l Hadis ile meselelere kendi reyiyle de çözümler getiren Ehl-i rey arasında bir çizgide bulunarak, bu iki grubun yöntem ve metodlarını kullanan üçüncü bir çizgide yer almıştır. Bazı kaynaklarda Ehl-i Hadis bazılarında ise Ehl-i Rey arasında zikredilmesinin sebebi budur.
Fakat görüşlerini incelediğimizde Ebu Hanife’nin temsil ettiği Ehl-i Rey’in ve küfe fıkhı temsilcilerinin görüşleriyle paralellik arzeden hususlar dikkati çeker. Mesela;
-Namazda besmelenin gizli okunacağı
-Rükudan sonra ellerin kaldırılmayacağı
-Cemaatle kılınan namazlarda cemaatin Fatiha’yı okumayıp, amin’i gizlice söylemesi
-vitir namazının üç rekat kılınıp, kunut’un rükudan önce yapılacağı
-Cuma namazının şehir hükmünde bir yerleşim yerinde kılınması gerektiği
-Zinet niteliği taşıyan altından zekat verileceği gibi görüşleri ve daha bir çok konu örnek olarak gösterilmiştir.
Daha önce belittiğimiz gibi Sevri’nin Feraiz risalesi dışında fıkhi görüşlerini içeren herhangi bir eseri günümüze ulaşmamıştır. Bu nedenle onun fıkhi görüşlerini Hanefi ve Şafi mezheplerine ait kaynaklardan ve öğrencilerinin yazmış olduğu İhtilaf’ül Fukaha türü eserlerden öğreniyoruz.
Fıkıhtaki Yöntemi :
Hüküm istinbatında kullandığı yöntemin temeli hiç şüphesi Kur’an ve Sünnete dayanır. Bu iki kaynağa uygun olarak Megasidü Şeria’ya da uygun olan kendi görüşleriyle amel ederdi. Nitekim’’Bizim için ilim, güvenilir yollardan gelen ruhsatlardan ibarettir. Azimete gelince, bu da her insan için güzel olarak kabul edilen bir şeydir’’demek suretiyle, hükümler arasında tercihte kolaylık ilkesini benimsemiştir.
Bazı konularada zannı galip ifade eden haber-i vahidin, Kur’an nassının hükmünü değiştiremeyeceğini, zayıf olanın kuvvetli olanı nesh edemeyeceğini belirterek ehl-i rey gibi hükümler vermiştir. Aynı durum haber-i vahidle umumül belva arasında kalındığında da görülür. Mesela cemaatle namazda besmelenin açıktan okunması ile ilgili olarak gelen haber-i vahidi umumül belvaya aykırı olduğu için kabul etmemiştir.
Fakat bazı hususlarda hicaz ekolü yöntemiyle hareket etmiş, Mesela’’ Fatihasız namaz olmaz’’haberini kendine dayanak yaparak “Kur’an dan kolayınıza geleni okuyunuz”(müzzemmil, 20) ayetini tahsis etmiştir.
Sevri mezhebi:
Süfyan-ı Sevri’nin rivayet ettiği hadisler gibi fıkhi görüşleride kısa zamanda islam topraklarına yayılmış ve beş asır boyunca fıkhi mezheplerden biri olarak varlığını devam ettirmiştir.
Sevri mezhebi beşinci yüzyıla kadar Bağdat ve Şam diyarında hüküm sürmüş, yedinci yüzyıl sonlarına kadar Dinaver, Kavazin, Cürcan, Isfahan ve Horosan bölgelerinde özelliklede Dinaver çevresinde etkili olmuştur. Bu mezhebe bağlı olanlar Sevri yada Süfyani olarak adlandırılmışlardır.
Kaynaklar :
Diyanet İslam Ansiklopedisi “Süfyan’’maddesi
Doç. Dr. İsmail Cerrahoğlu –Süfyan b. Said es-Sevri Tefsiri (Ankara ilahiyat fakültesi dergisi)
Abdulmuid Aykul , Süfyan es-Sevri ve Ceza Hukukuna Dair Görüşleri(yüksek lisans tezi-2010)
Beğen
Beğenme
Tavsiye et
Rapor et
Yazdır
2423
Yer
Dini Konular
11.4.2013
1
kişi beğendi
0
kişi beğenmedi
Etiket
---
Kaynak
http://islamhukukusayfasi.blogspot.com/2013/03/fakihlerimizi-tanyalm-16-sufyan-es-sevri.html
Yorum yapabilmek için
Üye Olun
veya
Giriş
yapın
İslam Hukuku
adlı kullanıcının
diğer yazıları
İmam Matüridi
İslam Hukuku
1522 okuma
İbn Hazm El-Endülüsi
İslam Hukuku
1581 okuma
Kadı Abdülcebbar
İslam Hukuku
2483 okuma
Necmeddin Tufi
İslam Hukuku
2621 okuma
Süfyan Es-Sevri
İslam Hukuku
2423 okuma
Davud B. Ali Ez- Zahiri
İslam Hukuku
1660 okuma
İmam Ebu Yusuf
İslam Hukuku
1583 okuma
İmam Mâlik B. Enes
İslam Hukuku
1599 okuma
İbnü’L-Hâcib
İslam Hukuku
1834 okuma
Ahmed B. Hanbel
İslam Hukuku
1605 okuma
Fahruddin Er-Razî
İslam Hukuku
1765 okuma
Ebu’L-Hasan El-Kerhi
İslam Hukuku
2331 okuma
İmam Ebu'l-Yusr Muhammed Pezdevi
İslam Hukuku
2102 okuma
Fahru'l-İslam Ebu'l-Usr El-Pezdevi
İslam Hukuku
1788 okuma
Afgani Üzerine Bir Kaç Söz
Ali Duman
1353 okuma
Birşeyler yaz
Sadece Ben
Bağlantılarım
B.Bağlantıları
Herkes
Yazıyı Mootol duvarına paylaşmak için
üye ol
veya
giriş
yap
http://www.mootol.com/Yazi646/sufyan--es-sevri
Adınız :
Gidecek E-posta :
Gönder
Tanıdıklarını haberdar etmek için
üye ol
veya
giriş
yap
Adınız :
Rapor nedeni :
Rapor et
Yazı içeriğini rapor etmek için
üye ol
veya
giriş
yap