Resimler
Videolar
Haberler
Yazılar
Replik Düplik
Kuruluşlar
Benim Dünyam
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kur'an'ı Anlayarak Okumak Mı?
Yazı Yaz
660
4607
Dini Konular
Yorum Yaz
Yazdır
Tavsiye Et
12.4.2013
1 yorum
1356
okuma
Yazar: Ali Duman
Bugüne kadar, Kur'an'ın anlaşılmak ve yaşanmak için gönderildiğinden dolayı anlanılarak okunması gerektiği fikrini savunuyordum. Kendini Müslüman olarak tanımlayan bir kimsenin, inandığı dinin temel kitabının muhtevasından habersiz olmasını anlamsız buluyor, en azından içinde ne olduğunu görmek adına her müslümanın Kur'an'ı mealinden, bir kere de olsa okuması gerektiğini düşünüyordum. Hatta Kur'an-ı Kerim'den çeşitli ayetlerle anlayarak Kur'an okumanın farz olduğunu, yüzünden Kur'an okumakla bir sevap elde edilemeyeceğini ispatlamaya çalışıyordum.
Dün birinci sınıfların dersinde yine bu hususu vurguladıktan sonra, dersin konusunu anlatmaya geçtim. Konumuz Abdest, Gusul ve Teyemümdü. Dolayısıyla Maide suresi 6. ayeti işliyorduk. Derken, abdestle ilgili tartışmalı konulara girdik. Abdest konusunda önde gelen tartışma "Abdestsiz Kur'an'a dokunulup dokunulmayacağı meselesidir. Ben de öğrencilere bu husustaki görüşlerini sordum. Her biri, ilahiyata gelmeden önceki alt yapıları, benim tabirimle EZBERleri ile konuyu cevaplamaya çalışıyorlardı. Bir tanesi Vakıa Suresinin 77-80. ayetlerini gündeme getirerek, ki bu ayetlerin meali şöyledir: "77. Şüphesiz bu, değerli bir Kur'an'dır, 78. Korunmuş bir kitaptır. 79. Ona ancak temizlenenler dokunabilir. 80. O, âlemlerin Rabbinden indirilmiştir." bu ayetlerin Kur'an'a ancak temiz olanların dokunabileceğini, bunun anlamının da abdestsiz Kur'an'a dokunulamaycağı olduğunu iddia etti. Bir diğeri yine aynı ayetlerdeki "temizlenenler" arapçası "????????" kısmındaki "tahhare" kelimesinin temizlikte aşırı mübalağaya delalet ettiğini, aynı kökten türetilen Bakra Suresi 222'deki ve Maide suresi 6. ayetteki kelimenin gusül abdestien işaret ettiğini dolayısıyla, cünub olanların dışında kimseye Kur'an'a dokunmasının yasak olamayacağını ileri sürdü. Tartışma bu minvalde devam ederken, bu arada itiraf etmeliyim öğrencilerin ayetlerden hareketle akıl yürütmeye çalışmaları hoşuma gitti, ben öğrencilerin dikkatini bir başka yöne çekmek istedim ve şöyle sordum: "Kur'an'a dokunmak neden bir problem olarak ele alınmış olabilir?" Amacım, Kur'an'a dokunmak konusunda ileri sürülen ayetlerin, öğrencilerin anladıkları, daha doğrusu onlara ezberletilen şeyin dışında bir anlama geldiğini göstermekti.
Öğrenciler, yine ezberlerini konuşturarak Kur'an'ın Allah katından yüce bir kitap olduğu, saygı değer olduğu, Allah'ın kelamı olduğu gibi gerekçelerle, Kur'an'a dokunma meselesinin neden öne çıkmış olabileceğini ifade etmeye çalıştılar.
Bu sefer öğrencilere Kur'an'ın nasıl indiğini ve Hz. Peygamber zamanında toplumun, insanların elinde, kendi önlerinde duran kitap gibi Kur'an'ın bir kitap halinde olup olmadığını sordum. Öğrenciler bunu hiç düşünmemişlerdi ve bu konuda hiç bilgileri yoktu. Onlar Kur'an'ın topyekün bir cilt halinde indiğini sanıyorlar ve tartışmayı bu düşünce üzerine bina ediyorlardı. Halbuki gerçek tam tersiydi. Kur'an 23 yıl gibi bir sürede parça parça inmişti ve Resulullah döneminde, her ne kadar kağıtlara yazılıyor olsa bile, bütün insanların kolaylıkla ulaşabilecekleri toplu halde bir mushaf mevcut değildi. Kur'an'ın bu şekli alması yani mushaf haline getirilmesi Hz. Ebu Bekir döneminde gerçekleştirilmişti. Bu bilgiden yoksun olan öğrenciler, aynı zamanda Kur'an'ın sahabe için ne anlama geldiğinden de habersizdiler. Sahabenin de günümüz islam toplumlarında olduğu gibi Kur'an'ı sıradan bir Kutsal bir kitap olarak gördüklerini ve ara ara okuduklarını sanıyorlardı. Halbuki sahabe için Kur'an, ki zaten Kur'an'da kendisini öyle tanımlar, bir rehberdi. Onlar Kur'an dokunmayı değil, onu anlamayı ve yaşamayı dert edinen bir topluluktu.
Madem sahabenin elinde hepsinin ulaşma imkanı olan bir mushaf yoktu, nasıl olur da bu ayetler yani Vakıa suresindeki ayetler Kur'an'a dokunmayı konu edilnebilirdi diye öğrencilerin düşünmesini sağlamaya çalıştım. Buradan hareketle o ayetlerin Kur'an zahiren dokunmakla ilgili olmadığı hususunu izah etmiş oldum. Daha sonrada çeşitli hadis ve sahabe kavilleriyle islamın ilk dönemlerinde Kur'ana dokunmak diye bir şey olmadığını, Kur'an okurken de, Kur'an üzerine müzakere yapılırken de abdest aranmadığını açıkladım. Arkasından da öğrencilere Kur'an okumanın farz olduğunu ancak abdestsiz Kur'an'a dokunulmaz denilerek insanların Kur'andan uzaklaştırıldıklarını izah etmeye çalıştım.
Elbette Kur'an okumanın farz olduğu söylemim, bazı öğrencilerinin ezberine dokunduğu için buna itiraz ettiler. Kur'an okumak değil dinlemek farz, okumak ise sünnettir iddiasında bulundular. Bende müzemmil suresinin ilk ayetlerini okuyarak burada Peygamberimize gecenin bir yarısı kalk ve ağır ağır Kuran oku denildiği, bunun da farz anlamına geldiğini delil getirdim.
İşte bu noktada öğrencilerden birinin itirazı şöyle oldu: "O ayetlerde Allah gece yarısı kalkıp Kur'an okumayı Peygamberimize farz kılmış. Dolayısıyla bu ayeterden Kur'an okumanın farz olduğu iddia edilemez".
Öğrencinin bu yaklaşımı, benim şimdiye kadar savunduğum, her müslümanın mutlaka mealinden Kur'an okuması gerektiği anlayışımı alt üst etti. Öğrenciye o ayeti böyle yorumalayamayacağını söyledimse de ve hatta onlardan beklenenin Kur'an'ı okumak olduğu yorumlamaya kalkmamaları gerektiğini falan söyledim. Ancak bir yandan da kendime şunu sordum: "Hem Kur'an okumak farzdır diyeceksin, hem Kur'an'ı anlayarak okumak gerekir diyeceksin, hem de kalkıp yorumlamaya kalkmayın diyeceksin bu bir çelişkidir."
Evet bu bir çelişkidir. Zira metin ile okuyan ve metnin anlamı ile okuyanın anlayışı (yorum) arasında doğrudan bir ilişki vardır ve siz bir metin okuyorsanız onu anlamanız metnin kapasitesine değil, sizin anlama kapasitenize göre değişecektir. Anlamak ise bir anlamda yorumlamaktır. Anlamak için okumak gerekiyorsa, okduğunda da yorum kaçınılmaz olarak bulanacaktır. Şu halde insanlara anlamak için oku deyip, yorum yapma demek saçmalıktır.
Evet artık kanaatim insanların gerekli bilimsel alt yapıya sahip olmaksızın Kur'an mealini okumaya kalkmalarının doğru olmadığını, böyle yapan insanların ister istemez yoruma gideceğini ve bu yorumlarda dini, itikadi pek çok sorunlarla karşı karşıya kalacaklarını görüyorum. Dolayısıyla, herkesin bir meal açıp okumasının dini bakımdan sevap kazandıracak bir tutum olmayacağını söylemem herhalde yanlış olmayacaktır.
Beğen
Beğenme
Tavsiye et
Rapor et
Yazdır
1356
Yer
Dini Konular
12.4.2013
4
kişi beğendi
0
kişi beğenmedi
Etiket
---
Kaynak
Yorum yapabilmek için
Üye Olun
veya
Giriş
yapın
Kastamonu Hayranları
|
11 yıl önce
Duvara asılı durmasından iyidir herhalukarda ?
Ali Duman
adlı kullanıcının
diğer yazıları
Hastalık Ve Musibetler Birer İmtihan Mıdır?
İlim İrfan
1112 okuma
Şeytan Ve Kötülükler Niçin Yaratılmıştır?
İlim İrfan
1203 okuma
İnsanı Helaka Götüren 7 Şey Nedir?
İlim İrfan
1251 okuma
Şeytanın Asıl Lanetlenme Nedeni Neydi?
İlim İrfan
1027 okuma
Nasıl Dua Etmeliyiz?
Myname isno
1171 okuma
Sizi Cehenneme Sürükleyen Nedir?
İlim İrfan
1253 okuma
Cansız Varlıkların Da Ruhu Var Mıdır?
İlim İrfan
1309 okuma
İbadetlerimizden Neden Zevk Alamıyoruz?
İlim İrfan
1037 okuma
Bu Sözler Küfre Götürür!
İlim İrfan
1057 okuma
Sadaka Verirken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
İlim İrfan
1157 okuma
Ne Kadar Büyüksün Ya Ebubekir!
Myname isno
1148 okuma
Ey Oğul!
İlim İrfan
1230 okuma
Çağımızın İmtihanı:İsraf
Myname isno
1147 okuma
Hadisi Serif - Buhari 5110
İlim İrfan
1013 okuma
Akıl
İlim İrfan
1097 okuma
Birşeyler yaz
Sadece Ben
Bağlantılarım
B.Bağlantıları
Herkes
Yazıyı Mootol duvarına paylaşmak için
üye ol
veya
giriş
yap
http://www.mootol.com/Yazi660/kurani-anlayarak-okumak-mi
Adınız :
Gidecek E-posta :
Gönder
Tanıdıklarını haberdar etmek için
üye ol
veya
giriş
yap
Adınız :
Rapor nedeni :
Rapor et
Yazı içeriğini rapor etmek için
üye ol
veya
giriş
yap