Resimler
Videolar
Haberler
Yazılar
Replik Düplik
Kuruluşlar
Benim Dünyam
Kayıt Ol
Oturum Aç
Özgürlük Ve Adalet
Yazı Yaz
729
4681
Makale
Yorum Yaz
Yazdır
Tavsiye Et
18.5.2013
0 yorum
1734
okuma
Özgürlük başka bir etki altında kalmadan hareket edebilme, engellenmeme, baskı altında bulunmama olarak tanımlanır.
Adalet; hukuka uygunluk, güçsüzlerin korunması, hak sahiplerine haklarının teslim edilmesi, haksızlıkların engellenmesi anlamını taşır. Düşünce tarihi boyunca farklı nitelikler yüklenmiştir. Sokrates’ te ve genel olarak Yunan düşünürlerinde bireysel bir erdem olarak ele alınmış ahlak ve hukuk kuralları birbirinden ayrılmamıştır. İyi ve kötü arasındaki ayrımı gösterecek olan bilgi insanın vicdanında mevcuttur. Platon’ a göre de bireysel adalet toplumsal adaletin sağlanmasında bir göstergedir. Yani devlette de adalet vardır. Ancak Devlet sınıflardan oluşur ve bu sınıflar arasında eşitliği sağlamaya çalışmak adaletsizliktir. Aristo’ ya göre ise yasalara uygunluk adalet, uygunsuzluk ise adaletsizliktir yönetici yasalara uymakla adaleti sağlar.
Aydınlanma düşünürleri adaleti hukuka uygunlukla tanımladılar. Ancak hukuka uygunluk yasaların birebir uygulanmasını aşar. Durum ve koşullara uy-gun karar verme yetkisi kanun uygulayıcılarına aittir. Hukuk kuralları kaynağını ahlak, din ve toplumsal ilişkilerin gerekliliklerinden alır. Adalet eşitlik ilkesini de gözetir. Tarihi boyutta ele aldığımızda adaletin anlamı ve uygulama tarzı, toplumsal ve kültürel farklılıklara bağlı olarak değişiklik gösterir. Bir Fransız atasözünde bu durum şöyle dile getirilir; ’’ Adalet yorumlarımız saatlerimize benzer. Çoğu başka başka yerler gösterir ve herkes kendi saatine itimat eder. ‘’ bireysel adalet anlayışımız toplumun genel kabulüne etki eder.
Özgürlük ve adalet doğru orantılı değildir. Özgürlük artınca adalet artmaz. Aksine özgürlük arttıkça adalet azalır. Hep aynı kefede ele alınan özgürlük- adalet- eşitlik kavramları biri olduğunda diğerini engelleyen yapıya sahiptir. Özgürlük arttığında adalet ve eşitlik azalır. Adalet ve eşitlik arttığında özgürlükler kısıtlanır. Adalet bu durumda nasıl sağlanacaktır? Yani özgürlük ve eşitlik zedelenmeden adaleti sağlamak mümkün müdür? Hukuk kurallarını yapanlar hem adaleti hem özgürlüğü gözetmeye muktedir midir? Sokrates’ e dönecek olursak vicdanında iyi ve kötü ayrımını yapabilecek yeterlilikte bilgi yer alan bireylere adaleti teslim etsek başarılı olunacak mıdır? İyi ve kötü gibi subjektif özellikte iki kavram hukuk kurallarını oluşturmada adaleti sağlamada kaynak olmakta yeterli midir?
Günümüz adalet anlayışı ne Aristo’ yu ne Sokrates ‘ i doğrular nitelikte değildir. Şöyle ki; yasalara uygunluk gözetilecekse yasaların kaynağından tutun da bu yasaları kimin yapacağı ve kimlerin uygulayacağına dair farklılıklar toplumsal yapıyla ilişkilidir. Devletin sınıflardan oluşması özgürlük ve adalet kavramlarının eşitlikle çatışmasında etkili olur ki bu da yine toplumsal yapıda azınlıkların yeri ve sınıfların varlığıyla ilgilidir. Sınıfların adalet önündeki eşitliği yasalarla sağlanmıştır ancak yasaların uygulanma aşamasında baskın sınıfların rolü olduğuna da dikkat çekmek istiyorum. Hak ve özgürlükler elde edilmeye çalışılırken yasalar buna uygun değilse illegal örgütlenmeler ve davranışlar kaçınılmazdır. Bugün karşılaştığımız sorunlar özgürlüklerin yoksunluğu kullanılarak ya da farklı amaçlar için bahane edilerek örgütlenmelerin varlığına zemin oluşturmuştur. Hukukta özgürlük bir başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter diye tanımlanıyorsa; adalet bundan yola çıkılarak sağlanabilir mi? Yetersiz. Kimin özgürlüğü kimin özgürlüğünü engellemekte öncelikler yine sınıf ayrımlarını gündeme getirir. Bu da adalete uygun değildir. Vicdan esas alınacaksa, vicdan göreli bir kavram olduğundan bu da yetersiz kalacaktır. Yani Sokrates’ in görüşleri bu vicdan kavramının göreliliğinde iflas eder.
Azınlık ve çoğunluk, adalet üzerinde etkili olmamalıdır. Bu da ancak eşitlik kavramının tam olarak yasalarda etkililiğine bağlıdır. Yasalarımız yeterli mi? Yeterli değil ki bugün AİHM’ de çözülen davalar görmekteyiz. Açıkçası Türkiye Cumhuriyeti’ nin yasalarının bir davayı çözemeyip davanın AİHM ‘ye kadar varmasını kabullenemiyorum. Gelişigüzel tutuklamalar, özgürlüğün keyfi kısıtlanması, hep iddia edilen ve bir kısmı ispatlanan gözaltında kayıplar, işkenceler devletin vatandaşını koruma ilkesiyle çatışmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ‘’ devlet baba ‘’ diye nitelendirdiği devletini hem bir güce hem de babalık sıfatıyla kendisini koruyup kollayan bir konumda görürken devlet baba’ nın kendisine işkence yapmasının haklı nedenleri olamayacağını düşünür. Devlet, babalık yaptığı vatandaşını koruyup kollamakla görevli olduğunu, işlenen suça yasalarda tanımlandığı şekilde karşılık vermesi gerektiğini görmelidir. Gösterilen her olumsuz tavır devlete olan güvenin sarsılmasıyla birlikte özgürlüğün kısıtlandığı noktalar kullanılarak oluşturulan tepkileri arttıracaktır. Özgürlük yüce bir kavramdır, eşit yaşayamayabiliriz, adalet yasaların keyfi uygulamalarıyla zedelenmiş olabilir ama özgürlük hiçbir ferdin vazgeçemeyeceği tek unsurdur. İşte buradan yola çıkılarak, eşitlik ve adalet uygun bir yapılanmaya ve uygulamaya varabilir. Yasaları kimin yapacağı değil yasaların vatandaşın özgürlüklerini gözetip gözetmeyeceği önemlidir. kaldı ki geldiğimiz nokta, bugün devlet dahi özgürlüğüne sahip çıkmak durumundadır:) yani acı bir durumdur ki devletler özgürleşemedikçe vatandaşlarını özgürleştirmekte yetersiz kalmaktadır. Bugün eşitlik özgürlük adalet naraları atanlar devletinin baskı altında olduğunu görebilmelidir. Önce devlet özgürleşmeli sonra azınlık çoğunluk her vatandaş özgürlük için adım atabilecektir.
Figen YILMAZ
Beğen
Beğenme
Tavsiye et
Rapor et
Yazdır
1734
Yer
Makale
18.5.2013
2
kişi beğendi
0
kişi beğenmedi
Etiket
---
Kaynak
Yorum yapabilmek için
Üye Olun
veya
Giriş
yapın
Figen Yılmaz
adlı kullanıcının
diğer yazıları
Chp Zihniyeti
Son Osmanlı
1349 okuma
Yalnızlığın Acısı Ve Cem Sultan Kitabı
Eyyüp Azlal
1457 okuma
Sıra Devlette
Son Osmanlı
1524 okuma
Derin Millet!
Son Osmanlı
1326 okuma
Mısır Ve M. Akif Ersoy Ve Abbas Halim Paşa
Eyyüp Azlal
1510 okuma
Oyun Bozuluyor
Son Osmanlı
1388 okuma
40 Yıllık Hikaye
Son Osmanlı
1882 okuma
Yeraltı Savaşı
Son Osmanlı
1234 okuma
Sınır Savaşı!
Son Osmanlı
1660 okuma
İdil'de Gün Batımı 2
Eyyüp Azlal
1587 okuma
İdil Volga‘da Gün Batımını Görmek 1
Eyyüp Azlal
1421 okuma
Daeş Tiyatrosu
Son Osmanlı
1371 okuma
Tataristan İzlenimleri
Eyyüp Azlal
1550 okuma
Hilalin Mesajı
Son Osmanlı
1630 okuma
Mesaj
Son Osmanlı
1171 okuma
Birşeyler yaz
Sadece Ben
Bağlantılarım
B.Bağlantıları
Herkes
Yazıyı Mootol duvarına paylaşmak için
üye ol
veya
giriş
yap
http://www.mootol.com/Yazi729/ozgurluk-ve-adalet
Adınız :
Gidecek E-posta :
Gönder
Tanıdıklarını haberdar etmek için
üye ol
veya
giriş
yap
Adınız :
Rapor nedeni :
Rapor et
Yazı içeriğini rapor etmek için
üye ol
veya
giriş
yap