Resimler
Videolar
Haberler
Yazılar
Replik Düplik
Kuruluşlar
Benim Dünyam
Kayıt Ol
Oturum Aç
İstanbul'un Surlarını Az Kaldı Müzayedeyle Satacaktık
Yazı Yaz
577
367
Makale
Yorum Yaz
Yazdır
Tavsiye Et
25.2.2013
0 yorum
1709
okuma
İstanbul, tarih boyunca dışarıdan gelen saldırılardan korunmak için surlarla çevrildi. Bizans döneminde yapılan surlar, Romalılar zamanında birkaç defa yenilendi. İmparator Septimius Severus, Konstantin ve Teodosius şehri surlarla kuşattı. Bugünkü surlar Teodosius'un yaptırdığı ve Osmanlı döneminde tamiratlar geçiren surlardır.
Surları önce yıktık, sonra tamir ettik
Surlar, İstanbul'u tarih boyunca dışarıdan gelen saldırılardan korudu. Fatih'ten önceki Osmanlı kuşatmaları surları aşamadı. II. Mehmed, surları geçmek için yıllarca hazırlandı, Rumeli Hisarı'nın tamamlanmasından kısa bir süre sonra 30 bin kişilik bir kuvvetle ansızın şehir surları önüne gelerek üç gün incelemelerde bulundu. Sultan, keşiften sonra kuşatma taktikleriyle ilgili kitaplar okudu ve kuşatma planları yaptı. Yapılan hazırlıklar ve sultanın iradesiyle İstanbul, 29 Mayıs 1453'te fethedildi.
Şehrin surları kuşatma sırasında harap olmuştu. Fetihten sonra Karıştıran Süleyman Bey ve İstanbul'un ilk kadısı Hızır Çelebi surları tamirle görevlendirildiler. Yapılan tamiratla surlar eski haline kavuştu. Ancak en büyük düşmanı deprem, surları sık sık yıkacaktı.
Yıkık surlar kapı gibi kullanıldı
Osmanlı döneminde yıkılan surlar sık sık tamir edildi. 1800'de III. Selim tebdilen kale kapısından şehre girerken, surların yıkık kısımlarından bazı kimselerin girip çıktıklarını gördü. Bu durumun uygun olmadığını, gümrük mallarının da buralardan kaçırılabileceğini ifade edip, surların yıkılmış yerlerinin mimar vasıtasıyla keşif yapılıp, tamir edilmesini emretti.
Deniz tarafındaki surları dalgaların tahribini önlemek için ilginç bir yöntem izlenmişti. Deniz tarafındaki sur duvarlarının önüne taşlar dökülerek dalgaların etkisi azaltılırdı. Bunun için her gemi yüzlerce kiloluk büyük beş taş getirirdi. Taşlar, şehremini ve başmimar vasıtasıyla gerekli yerlere konulurdu.
Satılık surlar
II. Meşrutiyet döneminde 1909'da ordunun ihtiyacı için surların satılarak kaynak meydana getirilmesi düşünüldü. Surların eski eser olan kısımlarının haricindeki yerleri müzayede yoluyla antik eser meraklısı taliplerine satılacaktı. Birinci ve üçüncü orduda inşa edilecek binaların inşaat masrafları buradan gelecek gelirle karşılanacaktı. Ancak bu mesele gündeme gelince surların tamamının asar-ı atika, yani eski eser olup olmadığı tartışıldı.
Müze-i Hümâyûn Müdürlüğü, surların tamamımın fevkalade tarihî öneme sahip olduğu ve bu yüzden muhafaza edilip, aslî şeklinde bırakılması gerektiği ve hiçbir cihetinin yıkılmasının caiz olmadığı yönünde görüş bildirdi. Müzenin şiddetli muhalefeti sayesinde surlar kurtuldu. Surların yıkılıp satılması, yerine gereken yerlerinin tamir edilip muhafazasına karar verildi.
Surlar ve deprem
1509 depreminde İstanbul surlarında bulunan burçlardan 49'u ya yıkılmış ya da ağır hasar görmüştü. Depremde yıkılmayan, ancak yıkılma tehlikesi bulunan bina ve duvarlar ise çevresindeki insanlara korkulu günler yaşatmaya devam etmişti. Depremden sonraki imar faaliyetleri sırasında şehrin surları, köprüler Rumeli ve Anadolu hisarlarının tahrip olan yerleri, Kız Kulesi, evler, camiler, medreseler, hanlar, çeşmeler ya baştan inşa edildi ya da tamir edildi.
1556, 1690 depremlerinden de surlar etkilendi. 25 Mayıs 1719 depremi İstanbul'da, İzmit kadar olmasa da bazı bölgelerde hasara yol açmıştı. İstanbul'daki surlarda hasar çoktu. Surlardaki 27 burç yıkılmıştı. 1754 depreminde ise Yedikule'nin burçlarından biri yıkıldı.
1766 depreminde şehrin surları da depremden etkilenip, surlarda yer yer yıkılmalar meydana geldi. Surların yıkılması ona bitişik veya yakınında bulunan ev, dükkân, değirmen gibi binaların hasar görmesine sebep oldu. 1894 depreminde de şehrin surları harap oldu.
31 Mart'ın perde arkası ve II. Abdülhamid'le ilgili bilinmeyenler
Son yıllarda İkinci Abdülhamid'le ilgili araştırmalar arttı. Sultanbeyli Belediyesi tarafından yayımlanan, editörlüğünü Dr. Coşkun Yılmaz'ın yaptığı "Sultan II. Abdülhamid ve Dönemi" isimli kitap İkinci Abdülhamid'le ilgili bilinmeyen pek çok konuyu ortaya koyuyor. 31 Mart Vak'ası başta olmak üzere ve önemli olayların, uluslararası oyunların Osmanlı İmparatorluğu'na ve sultana karşı oynanan gizli oyunların aktörlerini anlatıyor. Özellikle Zekeriya Kurşun'un 31 Mart Vak'ası ile ilgili yazısı bu meseleyi çok farklı açıdan ele alan bir araştırma.
Vefatının 95. yılında Sultan İkinci Abdülhamid ve dönemiyle ilgili çok önemli çalışmaların yer aldığı kitapta, ülkemizin önde gelen ilim adamlarının şu çalışmaları yeralıyor: İkinci Abdülhamid'in kişiliği, döneminde muhalefet ve din, sultanı tahta çıkaran ve indiren fetvalar, 31 Mart Olayı'nın arkasındakiler, sultanın yönetim, din ve devlet anlayışı, dış politikası, hukukî reformları, muktesitliği, İkinci Abdülhamid'in sağlığı ve sağlık hizmetleri, dönemindeki eğitim, kütüphanecilik, hat ve tezyinat sanatlar, İkinci Abdülhamid ve Haremeyn, devlet-tarikat münasebetleri,1894 Depremi, İstanbul'un imarı, döneminde futbol ve İkinci Abdülhamid'in Kuzey Yunanistan'da yaptırdığı mimari eserlerden bugüne ulaşanlar.
Sultanbeyli Belediyesi'nin desteğiyle 10 Şubat 2013 Pazar günü (bugün) ise saat 9.30'dan itibaren Darülaceze'de "Vefatının 95. Yıldönümünde II. Abdülhamid Sempozyumu" düzenleniyor. Ülkemizin önde gelen tarihçilerinin sunacağı birbirinden ilginç tebliğleri dinlemek ve özellikle Irak petrollerinin İkinci Abdülhamid dönemindeki durumunu öğrenmek isteyenler bu sempozyumu takip etsinler.
Fıçılarla kapatılan surlar
Bizanslılar İstanbul kuşatması sırasında top ateşleri sonucunda açılan gedikleri kapatıp, surların yıkılan kısımlarını fıçılar, toprak ve diğer malzemelerle doldurmuşlardı. Türkler ise büyük bir cesaretle çengelleri kullanarak yıkılmış surlar üzerine yerleştirilen fıçıları yere düşürerek gedikleri tekrar açmaya çalışmışlardı.
Top Yıkduğu Mahallesi
Fatih'in askerleri, Topkapı'ya yakın bir yerden savaşarak şehre girmişlerdi. Nitekim bu bölgenin ismi de, surların gördüğü tahribat sebebiyle, fetihten sonra Top Yıkduğu Mahallesi olarak anılmıştır. Nitekim fetihten sonraki tamirat sırasında yaklaşık 25 metre boyunda, 17 metre eninde Topkapı yakınlarındaki bir gedik de tamir edilmişti.
Erhan AFYONCU
eafyoncu@bugun.com.tr
Beğen
Beğenme
Tavsiye et
Rapor et
Yazdır
1709
Yer
Makale
25.2.2013
6
kişi beğendi
0
kişi beğenmedi
Etiket
---
Kaynak
http://gundem.bugun.com.tr/istanbul-un-surlarini-az-kaldi-muzayedeyle-satacaktik-yazisi-222173
Yorum yapabilmek için
Üye Olun
veya
Giriş
yapın
Aytekin Takar
adlı kullanıcının
diğer yazıları
Asalet Asıldandır
Bilal Okumuş
1694 okuma
Akort Meselesi
İsa Muslubaş
1793 okuma
Urfadan Nâbi Geçti
Eyyüp Azlal
1846 okuma
Akort Meselesi 2
İsa Muslubaş
1636 okuma
Her İnsan Kendinden Sonraki Neslinin Kırılma
Bilal Okumuş
1524 okuma
Yanlış: Yanlıştır...
İsa Muslubaş
1573 okuma
Halep'te Zaman
Eyyüp Azlal
1569 okuma
Bizim Bedenimiz Türk Kanımız İslamdır - İsa M
İsa Muslubaş
1654 okuma
Asım Akifin Nesi Olur
Eyyüp Azlal
1840 okuma
İnsan Koca İnsan! - İsa Muslubaş
İsa Muslubaş
1540 okuma
Tepedelenli Ali Paşa'nın Gizli Hazineleri
Aytekin Takar
1908 okuma
İstanbul'un Surlarını Az Kaldı Müzayedeyle Sa
Aytekin Takar
1709 okuma
Herşeyin Başı Eğitimdir Nereden ve Kimlerden
İsa Muslubaş
2286 okuma
İznik Ayasofya
Tekin Gün
2181 okuma
Zehir Bize Kırım'ı Kaybettirmişti
Aytekin Takar
1815 okuma
Birşeyler yaz
Sadece Ben
Bağlantılarım
B.Bağlantıları
Herkes
Yazıyı Mootol duvarına paylaşmak için
üye ol
veya
giriş
yap
http://www.mootol.com/Yazi577/istanbulun-surlarini-az-kaldi-muzayedeyle-satacaktik
Adınız :
Gidecek E-posta :
Gönder
Tanıdıklarını haberdar etmek için
üye ol
veya
giriş
yap
Adınız :
Rapor nedeni :
Rapor et
Yazı içeriğini rapor etmek için
üye ol
veya
giriş
yap