Resimler
Videolar
Haberler
Yazılar
Replik Düplik
Kuruluşlar
Benim Dünyam
Kayıt Ol
Oturum Aç
İmam-I Azam Ebu Hanife
Yazı Yaz
659
4608
Dini Konular
Yorum Yaz
Yazdır
Tavsiye Et
12.4.2013
1 yorum
1984
okuma
Yazan: Ali Duman
Tam adı:
Numan b. Sabit b. Zuta İmam-ı A'zam Ebu Hanifedir. Hicri 80 yılında Kufe'de doğdu. Sahabeden dört tanesi ile görüştüğü nakledilmektedir. Bu sebeple Ebu Hanife'yi tabiin'den sayanlar vardır. Ancak, bu sahabilerle görüştüğünde çok küçük yaşlarda olduğu için tabiinden sayılmayacağını iddia edenler de bulunmaktadır.
küçük yaşlarından itibaren ilimle meşgul olan Numan, önce Kur'an-ı Kerim'i hıfz etti. Daha sonra Arap dili ve edebiyatı üzerine eğitim aldı. Daha sonra hadis, kelam gibi diğer islami ilimlerle ilgilendi. Son olarak fıkha yöneldi. Bu arada ticaretle de ilgilenen Numan b. Sabit yaşadığı dönemde zengin bir kimse haline geldi.
Hocaları:
Hocaları arasında Ehl-i Beyt'ten Zeyd b. Ali, Muhammed b. Bakır sayılmaktadır. Bazıları Ebu Hanife'nin İmam Cafer es-Saık'a da talebelik yaptığını iddia etse de, akran oldukları düşünülünce, onunla grüşüp ilmi sohbetler yaptığı kabul edilebilir.
Tabiinden Ata b. Ebu Rebbah, İkrime ve Nafi Ebu Hanife'nin hocaları arasında sayılmakla birlikte hiç şüphesiz en önemli hocası, kendisinden fıkıh aldığı Hammad b. Ebi Süleyman'dır.
Öğrencileri:
Ebu Hanife, yaşadığı dönemde Kufe'nin fakihi oalrak tanınan bir ilim adamı olup ders halkasından pek çok kişinin yetiştiği görülür. Hatta Ebu Hanife için fakih yetiştiren fakih denilse abartılmış olmaz. Zira pek çok talebesi mutlak müctehid kabul edilebilecek bir derecede büyük alimdir. Bunlar arasında en başta İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed b. Hasan eş-Şeybani sayılabilir. Bu ikisi Ebu Hanife ile birlikte Hanefi mezhebinin kurucu imamları olarak kabul edilmektedir.
Bunların dışında ilk anda akla diğer talebelerinden bazıları şunlardır: Hasan b. Ziyad el-Lü'lüi, Züfer b. Hüzeyl, İsa b. Eban, oğlu Hammad b. Ebi Hanife, Davud et-Tai, Es'ad b. Amr, Hibban b. Ali.
Elbette Ebu Hanife'nin talebeleri binleri geçmektedir. Bunların hepsini burada saymak imkanı yoktur. Geniş bilgi arayanlar Taşköprüzade'nin Tabakatu'l-Fukaha adlı eserine ve diğer tabakat kitaplarına bakabilirler.
İlmi Hayatı:
Ebu Hanife, yukarıda da geçtiği üzere ilim hayatına Arap dili ve edebiyatı ile başlamış daha sonra hadis ve kelam alanlarına yönelmiştir. Başlangıçta fıkha önem vermeyen Ebu Hanife, Hammad b. Ebi Süleyman ile tanışmasının ardından onun ders halkasına devam etmiş ve bir rivayete göre 40 yıl, diğer bir rivayete göre 40 yaşına kadar ondan ayrılmamıştır.
Hammad'ın vefatı üzerine kendisine Hammadın ders halkasının başına geçmesi önerilmiş, o önce bundan kaçınmış ancak ısrarlar üzerine, Hammad'ın ders halkasındaki herkesin en azından bir yıl süreyle derslerine devam etmesi koşuluyla halkanın başına geçmeyi kabul etmiştir.
Aynı zamanda zengin bir tüccar olan Ebu Hanife, ticaret yoluyla elde ettiği geliri, ilim halkasına devam eden öğrencilerine harcamayı kendisine ilke edinmiştir.
Ders halkasındaki talebeleri üçe taksim ederek, döneminin eğitim anlayışında bir devrim yaptığı görülmektedir. Birinci tabaka talebeleri fıkıh ilmine yeni başlayan, fıkhın çeşitli konu, kavram ve şahıslarını öğrenmekle meşgul olan talebelerden müteşekkildi. Ebu Hanife bunlara zaman ayırır ve kimi zaman da önde gelen talbelerini onlarla ilgilenmek üzere görevlendirirdi. İkinci tabaka talebeleri, biraz daha fıkıhta derinleşmiş, çeşitli fıkhi meseleler üzeridne kafa yoraiblecek seviyede olanlardan oluşurdu. Ebu Hanife bunlarla münazaralar yapar, onların anlayış ve kavrayış derecelerini yükseltmeğe uğraşırdı. Üçüncü tabaka talebeleri ise, Muhammed Hamidullah'ın deyimiyle "Fıkıh Akademisi"ni oluşturan talebelerinden oluşmaktaydı. Bu tabaka talebeler fıkıh ilminde ilerlemiş, çeşitli fıkhi meseleleri, hocalarının yöntemi zere çözebilme melekesi hasıl etmiş kimselerdi. Ebu Hanife bunlarla gündemde olan fıkhi ameli konuları müzakere eder, delilleri tartışır, konuları çözerdi. Fıkıh akademisine mensup talebeler, herhangi bir çekince göstermeksiniz ellerindeki delillerle hocalarına karşı koyaiblir, hocalarının kabul edip ileri sürdüğü delilleri çürütmeye çalışırlardı. Ancak Ebu Hanife seriü'l-intikal, yani çok çabuk kavrayan ve hazır cevap olan bir kimse olduğu için, çoğu zaman delillerini ortaya koymada ve diğer delilleri çürütmede üstün gelmiştir. Çok sabırlı ve tahammülkar bir şahsiyete sahip olan Ebu Hanife, bütün talebelerinin görüşlerini ve delillerini tek tek dinler, onları inceler, doğru bulmadığı hususlarda onlara doğruyu gösterirdi.
Ebu Hanife'nin fıkıh açısından devrim kabul eidlebilecek bir diğer icraatı da fıkıh bölümlere ayırması olmuştur. O, temizlikten başlamak üzere ibadetleri, had ve cezaları ve alış-verişten başlayarak muamelata ilişkin konuları çeşitli bab ve fasıllara ayırmış, gerek eğitiminde ve gerekse meselelerin çöümünde buna büyük özen göstermiştir. Nitekim kendisinin bu taksimatı sonradan gelen bütün fakihlerce benimsenmiş ve uygulanmıştır. Tatih boyunca olduğu gibi bugün de fıkıh babları Ebu Hanife'nin bu sınıflandırması üzere incelenmeye devam etmektedir.
Eserleri:
Hiç şüphesiz İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin en önemli eseri, greiye bıraktığı binlerce fakih talebesidir. Kendisi öğrencilerle meşgul olmaktan çok fazla eser verememiştir. Ancak onun fıkhi görüşleri talebeleri tarafından yazılmış ve çeşitli kitaplar kanalıyla bize kadar ulaşmıştır.
Onun bilinen en meşhur eseri Kelam-Akaid alanında ait Fıkh-ı Ekber adlı risaledir. Oğlu Hammad tarafından rivayet edilen esere, içlerinden İmam MAtüridi'nin de bulunduğu pek çok alim şerhler yazmışlardır. Yine Kelam ile ilgil Fıkhu'l-Ebsat adlı bir eseri daha vardır. el-Alim ve'l-Müteallim, er-Risale ila Osman el-Betti, el-Vasıyye diğer eserleridir. Bu eserlerin tamamı Mustafa Öz tarafından İmam-ı Azam'ın Beş Eseri adıyla Türkçe olarak yayınlanmıştır.
Vefatı:
Ebu Hanife, kargaşalıklarla dolu yaşadığı dönemin en önde gelen alimlerinden biri olarak, siyasete de bigane kalmamış. İktidardaki Emevi Hanedanına karşı Ehl-i Beyt'e destek olmuştur. İktidara karşı olmasından dolayı kimi zaman memleketinden hicret etmek zorunda kaldığını görüyoruz. Emevilerin ardından siyasal iktidarı elde eden Abbasilerin ilk Halifesi Seffah'a bey'at eden Ebu Hanife, ondan sonra gelen halifelere beyat etmemiş. Onun bu tutumu siyasl iktidar taraıfndan hoş karşılanmayarak çeşitli şekillerde ikna edilmeye çalışılmıştır. Kufe Valisi İbn Hübeyre'nin, halifenin isteğiyle onu kadılık makamına geçirmek için çok uğraştığı, kabul etmemesi sebebiyle ona dövmek de dahil olmak üzere çeşitli işkenceler yaptığı bilinmektedir.
Abbasi Halifesi Ebu Cafer Mansur döneminde, yine kadılık vazifesini kabul etmemesi sebebiyle uzun müddet hapse atılmış ve ne yazık ki burada vefat etmiştir. Çeşitli kaynaklar zehirlenerek öldürüldüğü yolunda rivayetler sunmaktadırlar. Ebu Hanife'nin hapsite ölmesi, bu tivayetlerin haklı olabileceği ihtimalini akla getirmektedir.
Fıkhı:
Ebu Hanife, kökeni Hz. Ömerr ve Hz. Ali'ye dayanan akılcı fıkıh geleneğinin en önemli temsilcisidir. Hocası Hammad, İbn Mes'ud'a talebelik yapmış olan İbrahim en-Nehai geleneğinin Ebu Hanife'ye taşımıştır.
Ebu Hanife dünyaya geldiği yıllarda İslam aleminde iki tür ilmi faaliyet vardı. Bunlardan birinicisi Medine merkezli hadis hareketi ki sonraları Ashabu'l-Hadis ya da Ehl-i Hadis olarak tanınacaklardır. Diğeri ise Kufe merkezli Ashabu'r-Re'y ya da Ehl-i Re'y hareketidir.
Medine merkezli Ashabu'l-Hadis, fıkhi meselelerin çözümünde hadisi merkeze alan bir tutum sergilemiş, mümkün olduğunda re'y ve kıyastan kaçınmıştır. Onların bu şekilde bir tutum sergilemelerinden en önde gelen etken, Medine'nin aynı zamanda hadis merkezi olmasıdır. Bilhassa Fukaha-i Seb'a olarak anılan Medineli alimler, fıkhi meselelerin çözümünde hadisi öne çıkarmışlar ve bunların talebeleri olan Tebe-i Tabiin alimleri onların bu mesleğini sürdürmüşlerdir. İmam Malik önceleri ashabu'l-hadisin önde gelen bir şahsiyeti iken, daha sonra İmam Şafii bu rolü üstlenmiştir. Şafii ile ashabu'l-hadis güçlenmiş ve re'y taraftarları karşısında konumunu sağlamlaştırmıştır.
Ashabu'r-Re'y ise, Sahabeden İbn Mes'ud'un öğretim sisteminin bir uzantısı olarak kabul edilebilir. Zira ibn Mes'ud karşılaştığı meselelerde eğer kitapta hükmünü bulamazsa, hadislere değil re'yine göre hareket etmeyi tercih ediyordu. Onun bu şekilde hareket etmesinin geri planında, hadis rivayetine karşı olan Hz. Ömer'in etkisi olduğu gibi, İbn Mes'ud'un resulullah'a yalan isnad etmek endişesinin yattığı söylenebilir. Ayrıca bilhassa sahabe dönemi siyasal hadislerinin tesiriyle hadis uydurmacılığı hareketinin canlı olduğu Kufe bölgesinde hadis pek de güvewnilir değildir. İbn Mes'ud'un talebeleri bu yüzden hadisler konusunda çok sıkı kriterlerle hareket etmiş, hadis yerine re'y ile meseleleri çözmeye yönelmişlerdir. İbn Mes'ud geleneğinin tabiin döneminde İbrahim en-Nehai ve Hammd b. Ebi Süleyman kanalıyla sürdürüldüğünü görmekteyiz. Ancak Ehl-i Re'y denildiğinde hiç şüphesiz akla gelen ilk isim İmam-ı Azam Ebu Hanife olmuştur.
Ebu Hanife'nin fıkıh istinbat metotları yani usulü incelendiğinde onun metodolojisinde re'yin yeri daha iyi görülecektir. Bu hususuta bizim "Fukaha Mesleğinin Ortaya çıkışında Ebu Hanife'nin Rolü" adlı makalemizin okunmasını tavsiye edebiliriz.
Fıkıhtaki Yöntemi:
Ebu Hanife, hükmü bilinmek istenilen bir meseleyle karşılaştığığ zaman ilk önce Kitap'a (Kur'an) bakar, orada bulamazsa sahih sünnete müracaat eder, orada da bulamazsa ashabın görüşlerine yönelirdi. Ashabın ittifak ettiği hususları (ashabın icma'ı) aynen alır, ihtilaf ettikleri konularda ise ashabın görüşlerinden birini tercih eder, kendisi görüş belirtmezdi. Burada da hükme ulaşacak bir delil bulamazsa, kıyas, istihsan, örf gibi diğer delillere yönelirdi.
Ebu Hanife'nin usulünde en önemli olan nokta onun ahad haber karşısındaki tutumudur. Ahad haberle amelde Ebu Hanife çeşitli kriterler geliştirmiş ve böylece bu kriterlere uygun olan hadislerle amel etmiş, uygun olmayanları terketmiştir. Onun ahad haberle ameldeki kriterleri şe şekilde maddeleştirilebilir:
1- Ebu Hanife, ahad yolla gelen haberi önce Kur'an'a arz eder. eğer ona aykırılık taşıyorsa onunla amel etmez.
2- Aynı şekilde ahad yolla gelen haberi maruf sünnete arz eder, onunla aykırılık taşıyorsa onunla amel etmez.
3- Ahad yolla gelen bir haber, kıyasa aykırı ise ravisinin fakih olup olmamasına dikkat eder. Bir ahad haber kıyasa aykırıysa ve ravi fakih dğeilse onunla amel etmez.
4- Ahad haber herkesin bilmesi gereken umumu'l-belva ile ilgili bir konudaysa, Ebu Hanife o hadsle de amel etmez.
5- Ahad haberi rivayet eden sahabi, kendi rivayetine aykırı davranmış ya da fetva vermiş ise o ahad haberle de amel etmez.
Beğen
Beğenme
Tavsiye et
Rapor et
Yazdır
1984
Yer
Dini Konular
12.4.2013
1
kişi beğendi
0
kişi beğenmedi
Etiket
---
Kaynak
http://islamhukukusayfasi.blogspot.com/2013/01/fakihlerimizi-tanyalm-1-imam-azam-ebu.html
Yorum yapabilmek için
Üye Olun
veya
Giriş
yapın
Mustafa Celep
|
11 yıl önce
Biz seni seviyoruz ya İmam Azam, senden razıyız...
İslam Hukuku
adlı kullanıcının
diğer yazıları
Cehennem Azabının Çeşitleri Nelerdir?
Myname isno
1160 okuma
Şeytan Ateşten Yaratıldığına Göre Cehennem At
Myname isno
1088 okuma
Ye'cüc Ve Me'cüc Nedir?
İlim İrfan
1071 okuma
Çağımızın İmtihanı:İsraf
Myname isno
1147 okuma
Sadaka Verirken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
İlim İrfan
1157 okuma
Diş Eti Kanaması Abdesti Bozar Mı?
İlim İrfan
1297 okuma
Cansız Varlıkların Da Ruhu Var Mıdır?
İlim İrfan
1309 okuma
Şeytanın Asıl Lanetlenme Nedeni Neydi?
İlim İrfan
1027 okuma
Hastalık Ve Musibetler Birer İmtihan Mıdır?
İlim İrfan
1112 okuma
Kalbi Temiz Olanlar Kurtulacak Mı?
İlim İrfan
1108 okuma
Şeytan Ve Kötülükler Niçin Yaratılmıştır?
İlim İrfan
1203 okuma
İnsanı Helaka Götüren 7 Şey Nedir?
İlim İrfan
1251 okuma
Şeytanın Tuzakları Nelerdir?
İlim İrfan
1128 okuma
Nasıl Dua Etmeliyiz?
Myname isno
1171 okuma
Sizi Cehenneme Sürükleyen Nedir?
İlim İrfan
1253 okuma
Birşeyler yaz
Sadece Ben
Bağlantılarım
B.Bağlantıları
Herkes
Yazıyı Mootol duvarına paylaşmak için
üye ol
veya
giriş
yap
http://www.mootol.com/Yazi659/imam-i-azam-ebu-hanife
Adınız :
Gidecek E-posta :
Gönder
Tanıdıklarını haberdar etmek için
üye ol
veya
giriş
yap
Adınız :
Rapor nedeni :
Rapor et
Yazı içeriğini rapor etmek için
üye ol
veya
giriş
yap