Resimler
Videolar
Haberler
Yazılar
Replik Düplik
Kuruluşlar
Benim Dünyam
Kayıt Ol
Oturum Aç
Cemaat Hata Yapmaz Mı?
Yazı Yaz
1012
432
Makale
Yorum Yaz
Yazdır
Tavsiye Et
13.4.2014
0 yorum
1494
okuma
Camia mı cemaat mi? Kavramlara verdiğiniz anlama göre değişir. Şimdilerdeki kullanışa bakılırsa sanki camia daha kapsamlı görülüyor, cemaat daha küçük birliktelikleri anlatıyor gibi. Bu sebeple bazıları camia denmesini yeğliyorlar. Sanki cemaatler üstü bir cemaat kastediliyor. Ama bu durumda camianın diğer cemaatleri de şemsiyesi altına alması gerekirdi. Oysa durumun böyle olmadığını biliyoruz.
Başka bir açıdan bakarsak 'cemaatin' en büyük ve en sağlıklı birliktelik olduğunu da söyleyebiliriz. 'Ehl-i Sünnet ve'l-cemaat' ifadesi bunu anlatır. Her neyse, bu bir kavram tartışması ve anlam kast ettiğinize göre değişir.
Yazıp yazmamakta yine çok tereddüt ettim. Allah için yazmalı mıydım, yazmamalı mıydım? Birincisine karar verdim. Hayırhahlık yazmamı gerektirir dedim. 'Din samimi olmaktır'. Hata etmiş olsam bile fikrimi söylemem daha Müslümanca olur. Farukiliğim de bunu gerektiriyor.
Daha önce övdüğünü şimdi neden eleştiriyorsun diyenlere de tek cevabım var: Yanılan bir ben miyim?
Önce şöyle başlayalım
Farzedin ki, mevcut sistemlere ve kanunlara aykırı olsa bile bir İslam âlimi çıkmış muazzam bir teşkilat kurmuş, dünyaya açılmış ve 'telattuf'u, yani sezdirmeden ilerlemeyi metot edinerek bununla bir İslam devleti kurmayı, hilafeti geri getirmeyi, dünya Müslümanlarını birleştirmeyi, yeniden bir güç olmalarını sağlamayı hedeflemiş olsun. Dini bilen bir Müslüman bundan rahatsız mı olur, yoksa bununla övünür mü? Böyle bir Müslüman varsa ben ikincisini tercih edeceğini düşünüyorum.
O halde bizim açımızdan problem burada değil. Problem bir tane de değil. Hem din anlayışında hem de metotta hataların yapıldığını düşünüyorum. Bendeniz de hata etme hakkımı kullanarak düşündüklerimi söylemek zorundayım. Bunu bana İslam anlayışım emrediyor. İşte düşündüklerim:
BU BİR TELATTUF DEĞİL ABARTILMIŞ TAKIYYE YA DA MÜDAHANEDİR
Bilindiği gibi takıyye, kişinin canını ya da malını kurtarmak için zalime, olduğundan farklı konuşmasıdır. O da bir azimet değil bir ruhsattır ve fiile ve ahlaka dönüşmesi de caiz değildir.
Bunu abartan ve dinin bir esası gibi gören anlayış Şia'dır. Onlar 'Takıyyesi olmayanın dini de olmaz', 'Takıyye dinin onda dokuzudur' derler. Onun için Şii olmayan hiç kimse onlara hiçbir zaman güvenemez, çünkü o 'ötekine' olduğundan farklı görünmek zorundadır.
İslam'ın izzeti ve şerefi adına Müslümanlar bu anlamda umumen bir takıyye yapamazlar ve bildiğimiz kadarıyla hiç yapmamışlardır. Bunun caiz olup olmadığı sorulduğunda Ahmet bin Hanbel'in dediği gibi: 'Âlim takıyye yapar, cahil de cehaletiyle konuşursa hakikat nasıl ortaya çıkacaktır?'. Güçler dengesi ve sebepler açısından gizlilik ve telattuf ise ayrı bir şeydir ve gerekli olduğu yerler vardır.
Yine bildiğimiz kadarıyla hiçbir peygamberin hayatında olmadığı gibi, bizim Peygamberimiz'in hayatında da hakikati ve asıl maksadını gizleme şeklinde bir sünnet yoktur. Aksine, 'Emredildiğini açıkça haykır' vardır. Müslümanların bir avuç olduğu Mekke döneminde bile 'Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize' manifestosu çekilmiştir. Yine aynı dönemde, 'Onlar istiyorlar ki, sen yağcılık edesin de onlar da biraz yumuşasınlar' uyarısı vardır. Buna müdahene denir ve Müslümanın müdahene yapması yakışık almaz, caiz de görülmez.
Bu durum çok kötü sonuçlar doğurur ve 'müşriklere karşı şedid, müminlere karşı rahîm' olması istenen Müslümanları aksi pozisyona sokar. Dinin ruhu zedelenir, maksadı kaybolur. Sizin dışınızda kalan Müslümanlar öteki olur ve haksızlığa uğrarlar.
DİN ALGISI DEĞİŞTİ
Din elbette zahirden ibaret değildir, 'Kur'an'ın bir zahrı bir de batnı vardır'. Ama zahire uymayan bâtın, yoldan çıkarır, Batinîliğe götürür. Onun için biz zahirle amel ile emrolunmuşuz. Rüyaların salih olanları elbette maveradan işaretler taşır, ama dini öğrenmede ve uygulamada rüya bir bilgi kaynağı olamaz, amele konu edilemez. Hadisçiler ne muhteşem bir ölçü koymuşlardır: Birisi rüyada Hz. Peygamber'i görse ve ona, 'Filan söz senin hadisin midir?' diye sorsa, o da, 'Evet benim hadisimdir' dese, bu yolla o hadis sahih kabul edilebilir mi? Hayır asla kabul edilmez demişlerdir.
Efendimiz'i, rüyada bile görmek bir şereftir, ama rüyalara itimat gibi bir kapının açılması, rüyanın bireysel olmaktan çıkarılıp umuma mal edilmesi dini Batıniliğe götürür. Tarihteki sapmaların çoğu rüyalar vasıtasıyla olmuştur.
Yarın ve Pazar günü de sürecek
Beğen
Beğenme
Tavsiye et
Rapor et
Yazdır
1494
Yer
Makale
13.4.2014
0
kişi beğendi
0
kişi beğenmedi
Etiket
---
Kaynak
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/Faruk_Beser/cemaat-hata-yapmaz-mi/51253
Yorum yapabilmek için
Üye Olun
veya
Giriş
yapın
Myname isno
adlı kullanıcının
diğer yazıları
II. Kosova Savaşı
Tekin Gün
1776 okuma
Goethe, Neden Hafız'a Hayrandı
Eyyüp Azlal
1613 okuma
İznik Ayasofya
Tekin Gün
2068 okuma
Gençlik Ve Kütüphane
Eyyüp Azlal
1524 okuma
Bahar Geldi Hoş Geldi
Kırşehir Portalı
1550 okuma
Liselerdeki Eğitim Ve Öğretim En-Kara
Eyyüp Azlal
1421 okuma
Kuranda Yanlış Veya Eksik Anlamlandırılan Baz
İslam Hukuku
1890 okuma
Herşeyin Başı Eğitimdir Nereden ve Kimlerden
İsa Muslubaş
2193 okuma
Kuranda Eksik Veya Yanlış Anlam Verilen Bazı
İslam Hukuku
2429 okuma
Japonya Ve Osmanlı Modernleşmesi Üzerine
Hatice S.
1826 okuma
Sosyal Medya İlmihali: El-Çöpçataniyye El-Fey
Ali Duman
1478 okuma
Türk Bayrağı Kutsaldır
Ali Duman
1591 okuma
İstanbul'un Surlarını Az Kaldı Müzayedeyle Sa
Aytekin Takar
1604 okuma
Neden?
Figen Yılmaz
1780 okuma
Eylül' De İdeoloji Başkadır!
Figen Yılmaz
1424 okuma
Birşeyler yaz
Sadece Ben
Bağlantılarım
B.Bağlantıları
Herkes
Yazıyı Mootol duvarına paylaşmak için
üye ol
veya
giriş
yap
http://www.mootol.com/Yazi1012/cemaat-hata-yapmaz-mi
Adınız :
Gidecek E-posta :
Gönder
Tanıdıklarını haberdar etmek için
üye ol
veya
giriş
yap
Adınız :
Rapor nedeni :
Rapor et
Yazı içeriğini rapor etmek için
üye ol
veya
giriş
yap