Resimler
Videolar
Haberler
Yazılar
Replik Düplik
Kuruluşlar
Benim Dünyam
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kum tanesi çocuklar
Yazı Yaz
384
3881
Makale
Yorum Yaz
Yazdır
Tavsiye Et
19.4.2012
0 yorum
1862
okuma
Öldürmeyi anlamak zor değil… can’ı bir kum tanesi gibi algılamak, ezip geçmek, zor da olsa anlaşılabilir ama çocuk öldürmek…
BM İnsan Hakları temsilcileri Suriye’nin çocuklara yönelik saldırı ve işkencelerinden bahsediyor. İnsanın içi kalkıyor. Suriye sokaklarındaki manzaraların tamamı iç kaldırıcı ama küçük bir çocuğun işkence görmesi insanda iç bırakmıyor. Dünyadaki vicdansızlar ordusunun Suriye ayağının sokakları nasıl kan gölüne çevirdiğini az biraz ekranlarda görmek mümkün. İnternete sızan görüntüler ise dayanılır gibi değil.
Gündemden inmiyor Suriye’deki vahşet ama ‘çocuk öldürmek’ aklı da ruhu yitirmiş Suriyelilere özgü bir durum değil tabii. Hiçbir coğrafyada tarih yaprakları ayrıştırmamış çocukları katliamların içinden… Bizim ya da onların diye bir ayrım da yok. 8 yaşında Dersim’de süngüyle yaralanan Ali Doğan’ın açtığı davanın haberi vardı geçen gün gazetelerde.
Ali Doğan’lar Dersim’de sek sek oynarken takılmadılar askerlerin süngülerine. O süngüler Ali’leri öldürmek için savruldu. Birçok Ali öldü o süngülerin ucunda. Çok acı… Birçok katliam var hem Cumhuriyet’te hem Osmanlı’da içi çocuk dolu…
Kıbrıs Harekatı’na sebep manşetlere taşınan fotoğraflar hala gözlerimin önünde; evlerin koridorlarında, küvetlerin, dolapların içinde küçücük çocukların kan revan içinde, defalarca bıçaklanmış, kurşunlanmış bedenleri yanyana dizilmiş bez bebekler gibi durur hafızamda. Somali’den de aynı kareler yansımıştır objektiflere, Şili’den de, Nikaragua’dan da yakın tarihte. Kaddafi ordusunun da elinde vardır çocuk kanı, Saddam’ın da, İdi Amin’in de…
Norveç’ten de haberi gelir çocuk cinayetlerinin, Amerika’dan da. Kimi savaşta kimi günlük yaşamda bir güç vardır, neredeyse biçime bürünmüş bir varlık, eli çocuğa bile kalkar, saplar hançeri minik kalbine, seyreder can verişini keyifle. Can’ı yoktur o varlığın. Kendine alır sanki bebeklerin canını…
Yine o bebeklerden biri çıkıverdi gazetede karşıma… Küçücük bedeni annesinin yanında uzanmış yere kan içinde. Sokağın ortasında, vurulmuş bir karış bedeninin kim bilir neresinden… Kim ne hissediyor o görüntüleri görünce bilmiyorum. Avunan var mı bilmem ‘anlamadı bir şey bu dünyadan’ diye… ‘Acımamıştır canı’ der mi birileri bilmem… ‘Bu dünya o kadar da yaşanılası bir yer değil zaten’ bir başka yorum da olabilir belki…
O fotoğrafa bakınca benim ilk aklıma gelen kaç gündür tartışma programlarında, gazete köşelerinde karşıma çıkan “çıkarcı Batı medyası durumu abartıyor, sağa sola para dağıtıp böyle fotoğraflar çekiyor, uydurma haber yapıyor, Suriye “o kadar da” haksız ve zalim değil” yorumları oldu. Bu fotoğraflar gerçek. Gerçek olduğunu herkes biliyor da… acı olan bu görüntülerin bu vahşete dur demek için “o kadar da” yeterli olmaması. Kaç çocuk öldürülürse öldüren cani olur onu merak ettim. Kaç çocuğun katline kadar haklı olur diktatörler, kaçıncıdan sonra zalim olurlar?… Tutun ki yarısı yalan haber, kalan yarı sizin vicdanınızı henüz doldurmadı mı?..
Dünya üzerindeki bir grup insanımsının ortak bilincini temsil eden bir durum söz konusu. Buna vicdansızlık falan demek de son derece hafif kalır. O kelime kediye köpeğe atılan bir tekmede, yargının aldığı akıl almaz bir kararda, kadına şiddette, hastane kapılarında bekleyen hastada, ete süte zam gibi konularda kullanılabilir ama burada çok başka bir durum söz konusu. Adlandırmak çok zor. Küçücük bir çocuğu öldüresiye dövmek, koluna bacağına kurşun sıkmak, bildiğimiz bilmediğimiz, fimlerde görünce gözümüzü kapattığımız işkenceleri yapmak insanlıktan çoktan çıkmış olmayı gerektirir.
Bunlar kim değil de “bu ne?” diye sorup sonra biraz düşünmek gerek. Bir insanı bu hale getiren ekonomik zorluklar, küçükken yediği dayak falan olamayacağına, dünyada bu ruhsuzlar ordusu askerlerinin sayısı hayli fazla olduğuna ve bu kötülük çeşidi mikrobik bir durum da olmadığına göre, bu insanımsıların kulağına ne fısıldar ‘hadi canım sık bakalım kurşunu çocuğun kafasına’ diye bulmak lazım. Bulmak lazım ki gerçek, temiz, vicdanlı insanlık neyle karşı karşıya, düşmanın adı ne, netleşelim… Bulmak lazım ki bununla savaşmanın yolunu bulalım. Bir de kimin kaç çocuk katline kadar onayı var öğrenelim. Eh bu ordunun da bir hiyerarşik yapısı, bir de medya ayağı var demek…
Esra UÇAR
eucar@bugun.com.tr
Beğen
Beğenme
Tavsiye et
Rapor et
Yazdır
1862
Yer
Makale
19.4.2012
0
kişi beğendi
0
kişi beğenmedi
Etiket
---
Kaynak
http://yasam.bugun.com.tr/kum-tanesi-cocuklar-189726-makalesi.aspx
Yorum yapabilmek için
Üye Olun
veya
Giriş
yapın
Faruk Cansu
adlı kullanıcının
diğer yazıları
Örtünmek dini gerekliliktir
Mehmet Deveci
1653 okuma
Vakit, zinneni zamanı...
Mehmet Deveci
1780 okuma
Ahlaki değerlerimizle yaşamak
Mehmet Deveci
1822 okuma
Suriye Ata Yurdum
Mehmet Deveci
2072 okuma
Haddi aşanlar
Myname isno
2107 okuma
Darb-I Meselden Atalar Sözüne
Eyyüp Azlal
2161 okuma
Kum tanesi çocuklar
Faruk Cansu
1862 okuma
Hint felsefesi
Faruk Cansu
2425 okuma
hayatın günümüzdeki tarifi
Secaettin Kara
1783 okuma
Anneleri Vefat Eden Çocuklar Adına
İbrahim Balcıoğlu
2000 okuma
Çekirge yiyerek Peygamberimizin mezarını koru
Mustafa Celep
1776 okuma
227 yıl önceki fırtınada İstanbul'da 3 binden
Faruk Cansu
1716 okuma
Ayasofya'da ilk cuma namazı
Faruk Cansu
2012 okuma
Osmanlı döneminde kürtaj=Cinayet
Aytekin Takar
1732 okuma
Türkiye : İstikrar Kurucu Ülke
Metin Külünk
1764 okuma
Birşeyler yaz
Sadece Ben
Bağlantılarım
B.Bağlantıları
Herkes
Yazıyı Mootol duvarına paylaşmak için
üye ol
veya
giriş
yap
http://www.mootol.com/Yazi384/Kum-tanesi-cocuklar
Adınız :
Gidecek E-posta :
Gönder
Tanıdıklarını haberdar etmek için
üye ol
veya
giriş
yap
Adınız :
Rapor nedeni :
Rapor et
Yazı içeriğini rapor etmek için
üye ol
veya
giriş
yap